27 Kasım 2024
  • İstanbul10°C
  • Ankara2°C

Ekol Depolama Kapasitesini 400 Bin Metrekareye Çıkaracak

Ekol Lojistik, global ekonomik krizin yarattığı olumsuz havanın düzelmeye başlaması ile birlikte yatırım projelerini ve hedeflerini açıklamaya başladı. 300 bin metrekare kapasiteli kapalı depolama alanına sahip Ekol, 2010 yılında bu kapasiteyi 400 bine çı

Ekol Depolama Kapasitesini 400 Bin Metrekareye Çıkaracak

15 Haziran 2010 Salı 13:44

SON yıllarda Türkiye’nin lojistik hizmet veren firmaları arasında adından sıkça söz ettiren Ekol Lojistik, global ekonomik krizin yarattığı olumsuz havanın düzelmeye başlaması ile birlikte yatırım projelerini ve hedeflerini açıklamaya başladı. 300 bin metrekare kapasiteli kapalı depolama alanına sahip Ekol, 2010 yılında bu kapasiteyi 400 bine çıkarmayı hedefliyor. 2009 yılını 132 milyon Avro ciro ile tamamladıklarını hatırlatan Ekol Lojistik Genel Müdür Yardımcısı Murat Boğ, 2010 sonunda cirolarının yüzde 30 artmış olacağını ifade ediyor.


Sayın Murat Boğ, 2009 yılının hem sektör hem de Ekol Lojistik açısından bir değerlendirmesini yapar mısınız?

2009 yılı dünyadaki finansal krizden dolayı lojistik sektörü de dahil olmak üzere tüm sektörler için zor bir yıldı. Türkiye’de lojistik sektörüne bakacak olursak, dünyadaki krizden dolayı dış ticarette bir küçülme olduğu için sektör krizden etkilendi diyebiliriz. Pazarda yaşanan küçülmeye karşı firmalar da farklı stratejiler geliştirmeye çalıştılar. Özellikle yatırım yapma aşamasında yakalanan veya küçük ölçekli şirketlerin daha fazla etkilendiklerini gözlemledik. Bu durum bazı lojistik firmalarını da farklı açılımlar yapmaya yöneltti. Kendi iç finansal disiplinlerini sağlamak için çalışmalar yaptılar. Üreticiler ve ihracatçılar tarafından farklı pazarlara ulaşma konusunda çeşitli çalışmalar yapıldı. Bunun sonucunda Avrupa’nın yanı sıra Kuzey Afrika ve Ortadoğu pazarı biraz daha ön plana çıkmaya başladı. Dolayısıyla bu gelişmelere paralel olarak Türk lojistik sektörü o bölgelere yönelik çözümler götürmeye başladı. Genel olarak baktığımızda Türk lojistik sektörünün krizden etkilendiğini ancak belirli ölçekteki firmaların krizden başarılı bir şekilde çıktığını görüyoruz.

Diğer yandan krizin faydaları da oldu diyebiliriz. Taşımacılık alanına bakacak olursak karanın yanında intermodal çözümleri kullanmanın yolları aranıp, daha fazla çözüm arayışına başlandı.

Ekol olarak baktığımızda da 2008 yılına göre dış ticaretteki azalmadan dolayı özellikle bunun fonksiyonu olan ürünlerimizde yani uluslararası taşımacılık ve gümrüklemede kısmi bir küçülme yaşadık. Ancak yaptığımız iyileştirme ve maliyet yönetim çalışmalarıyla karlılığımızı önemli derecede koruduk.

Neler yaptık? Özellikle depo yönetimi alanında mavi yakalı arkadaşlarımızın da katıldığı workshoplar düzenledik, tesis bazlı çalışmalar yaptık ve bu çalışmalar sonucunda oldukça verimli fikirler ortaya çıktı. Beyaz yakalı ve mavi yakalı arkadaşlarımızın harmanladığı fikirlerle iş süreçlerimizi nasıl iyileştirebiliriz diye detay baza inerek verimlilik çalışmaları yaptık. Oldukça güzel fikirler sunuldu. Hatta biz bunu şirket içerisinde bir yarışma haline de getirdik ve yarışmanın sonunda farklı kategorilerde birincileri belirledik. Bu fikirlerin önemli bir kısmı realize edildi ve sonucunda ciddi sonuçlar elde ettik.

Taşımacılık alanında neler yaptığımıza bakarsak; uluslararası arenada filomuzu daha iyi kullanabilmek için kriz öncesinde kurduğumuz sistem bize çok yardımcı oldu. Bunun dışında şoförlerimizin teknik ve simülasyon ile eğitimlerini artırdık ve yakıt oranlarını azaltma yönünde çalışmaları planladık. Ayrıca bu konuda ölçüm sistemlerimizi de geliştirdik. 2008 yılının sonunda geliştirdiğimiz İtalya - Almanya arasındaki blok tren uygulamamız bize oldukça faydalı oldu. Çünkü yıl içerisindeki ithalat, ihracat dengesizliklerinin olduğu dönemlerde hiç çekici kullanmadan ro-ro & tren kombinasyonu ile Orta Avrupa’ya kadar gitmemiz, kaynaklarımızı daha etkin kullanmamız açısından oldukça faydalı bir çözüm haline geldi.

Kriz döneminde yöneticiler olarak daha proaktif olmaya çalıştık. Bekleyip, görüp ona göre bir pozisyon almak yerine daha sık rapor takibi ve toplantılarla bu krizi daha iyi yönetmeye çalıştık. Müşterilerimizle çok daha yakın çalışıp, ortak projeler geliştirdik, oluşan kazanımları kendileriyle paylaştık. 2008 yılının sonunda başladığımız CRM projemizi hemen 2009’un ortasında bitirdik ve bunun ikinci yarıda çok fazla faydası oldu.

Diğer yandan ortaklık kısmına gelince; Sonuçta Ekol oldukça hızlı büyüyen ve lojistik sektörüne yatırımlar yaparak farklı çözümler getiren ve müşterilerinin her zaman yanında olmayı hedefleyen bir şirket. Türkiye’nin dışında, bölgede ve Avrupa’da çok daha fazla büyümeyi hedefliyoruz. Hem bu hedeflerimizi gerçekleştirebilmek için hem de bölgesel bir oyuncu olabilmek için farklı bir finansman aracına ihtiyacımız olduğuna karar verdik ve bu konuda da yatırım fonlarıyla görüşmeler başladı. 2009 yılı sonunda da Invest AD ile ortaklığa gittik. Yüzde 37 oranında azınlık hisselerimizi kendileriyle paylaştık. Böylece 2010 ve daha sonrası için finansal gücü oldukça iyi bir kurum haline geldik. Önümüzdeki dönemde hangi alanda ne tür yatırımlar yapacağımızı planlama aşamasındayız.


Bu yatırım şirketinin merkezi Abu Dhabi’de ancak uluslararası bir yapısı var mı?

Invest AD, Abu Dhabi hükümetinin bir yatırım fonu. Oldukça büyük bir fonu yönetiyorlar. Ortadoğu ve Afrika, yatırımları için hedef bölge. Ortaklarımızın bu bölgede yatırımları ve güçlü bağlantıları bulunuyor. Onların da desteğiyle bu bölgede başlattığımız ve yakında başlatacağımız çalışmalar var.

 

Bu durumda Avrupa ve Amerikan fonlarına göre Ekol için cazip tarafı bu bölgelere daha rahat yatırım yapma olanağı sağlıyor olması diyebilir miyiz?

Aslında tek kriter bu değil. Kurumlar arasındaki uyum, Ekol’ün şu ana kadar yaptıklarına ve insan kaynaklarına inanma ve bundan sonraki hayallerine ortak olma gibi farklı kirterler de önemliydi. Invest AD bu sektöre inandı, Ekol Lojistik’in çözümlerini ve hangi alanlarda farklılaştığını gözlemlemeye çalıştı.

 

Invest AD’nin lojistik sektöründeki ilk yatırımı mı? Daha önce başka bir lojistik şirketine, limana vs. bir yatırımları olmuş mu?

Lojistik sektöründe ve Türkiye’deki ilk yatırımları.

Invest AD ile görüşmelere başlamanız ve sonuçlanması çok hızlı oldu. Normalde bu süreçler 6 ay, 1 yıl hatta daha da fazla sürebiliyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Doğru, aslında standarttan hızlı bir kapanış oldu. Bunu şuna bağlıyorum. Birincisi; her iki tarafında şeffAf davranması ve başlangıçtan itibaren bu sürece inanmasından kaynaklanıyor. Diğer taraftan Ekol’ün var olan yönetim ve sistem altyapısının oldukça güçlü ve şeffaf olması da avantajlar sağladı.

 

Ortaklık başladıktan sonraki durum işlerinize nasıl yansıdı? Belki değerlendirme için kısa bir süre geçti ama ilk tepkiler nasıl?

Invest AD icra konusunda Ekol’ün yönetimine güveniyor. Dolayısıyla yönetim anlamında hayatımızda çok fazla bir şey değişmedi. Bunların dışında yönetişim sistemleri konusunda yolculuğumuzun hızlanacağını düşünüyoruz ve şu anda da ciddi yollar alındı. 2009’dan 2010’a geçişten sonra geçen aylara baktığımızda gelecek için iyimserlik çok daha fazla artıyor. Bunun yansımaları sadece Ekol için değil genel olarak finans sistemi ve reel sektöre de yansıyor. Tabi ki Ekol’ün yabancı ortaklı bir kurum haline gelmesinin avantajlarını kısa vadede yaşamaya başladık.

 

Ekol kurumsal firmalarla çalışıyor, kontratları var ve bu konuda yatırımlar yapıyor. Önümüzdeki dönemde yeni yatırımlar ve kontratlar var mı?

Önümüzdeki dönem için 5 yıllık planımıza baktığımızda, sermaye yapımızı güçlendirmemizle beraber yatırımlarımızı öncelikli olarak ele alıp realize edeceğiz. Bunlar farklı alanlarda gerçekleştirilcek. Mevcut tesislerimizde daha büyük kapasiteler için iyileştirmeler yaparken, ek kapasiteler için de yeni tesisler oluşturacağız. Dolayısıyla kapasitemizi 300 bin metrekareden 400 bin metrekareye çıkarmayı düşünüyoruz. Taşımacılık alanında ise; intermodal çözümümüzün haftalık frekansını artırmayı düşünüyoruz. Ayrıca gıda ve sağlık lojistiğinde yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Birçok ilaç şirketine uluslararası taşımacılık, depo yönetimi, dağıtım ve katma değerli hizmetleri entegre bir şekilde sunuyoruz. Samandıra’daki tesisimizde mümessil ecza depoculuğu hizmeti veriyoruz. Tesisimizde Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği standartlar bulunmaktadır. Farklı ilaç grupları tesisimizde birbirinden izole edilmiş durumda bulunmakta ve dinamik olarak tesisteki ortam koşulları izlenmektedir. Aynı zamanda müşterilerimiz de web ortamında hem operasyonel faaliyetleri hem de ortam koşullarını online olarak takip edebiliyorlar.

 

Gıda’da soğuk zincir operasyonlarınız var mı?

Gıda lojistiği konusunda mevcut durumda operasyonlarımız bulunuyor. Depo yönetimi ve dağıtım konusunda var olan çözümlerimizi ve hacimlerimizi artırmayı hedefliyoruz. Bu konuda kuru, soğuk, donuk depolama ve dağıtım yönetimi için platformlar oluşturmayı düşünüyoruz. Dolayısıyla bizim öncelik verdiğimiz sektörler arasında bulunuyor.

 

Yurtdışında Ekol olarak nerelerde şirketiniz var?

1996 yılından bu yana Ekol GmbH olarak Almanya’da faaliyet gösteriyoruz. Almanya’daki merkezimizde hem depo yönetimi faaliyetleri sunuyor, hem de uluslararası taşımacılık ve Avrupa içi dağıtım için crossdocking noktası olarak da kullanıyoruz. Alman çekicilerimiz olması bize ciddi bir esneklik sağlıyor. Türk ihracatçılarının rekabet gücünü artırmak için Almanya’da sunduğumuz konsinye depolama hizmeti farklılaşan hizmetlerimiz arasında yer alıyor. Bunun dışında İtalya ve Çin gibi ülkelerde de ofislerimiz var.

 

Bu dönemde Türkiye’de veya Avrupa’da şirket satın almayı düşündünüz mü?

Organik büyümenin yanı sıra inorganik büyümeler de olabilir, bu konudaki araştırma çalışmaları devam ediyor. Kendi alanında niş işler yapan bir firmayla ilerleyen dönemde bu tür bir açılım yapılabilir.

 

Avrupa’dan sonra Ortadoğu ve Afrika’da pazarın hareketlendiğini söylediniz ama Rusya ve Türk Cumhuriyetleri’nden hiç bahsetmediniz. Bunlarla ilgili neler söylemek istersiniz?

Türk lojistik sektörü olarak bakacak olursak bu konuda çalışmalar yapılıyor. Çeşitli yeni ro-ro hatları düşünülüyor, bu durum Türk lojistik sektörüne esneklik kazandıracaktır. Avrupa pazarının dışında Afrika, Ortadoğu, Rusya ve Türki Cumhuriyetler pazarları her zaman önemli olacaktır. Türk lojistik sektörü buralarda daha rekabetçi olabilmek için mutlaka intermodal çözümleri düşünmek zorundadır.

 

Kontrat yaptığınız müşterilerin yazılımlarınızla entegre olması sizin için ne kadar önemli?

Tedarik zinciri içerisindeki lojistik uygulamalarda fark yaratan ve iyi yönetilmesi gereken konulardan biri de, o ekosistemdeki oyuncuların birbirleriyle en etkin entegrasyonu sağlayabilmesidir. Tüm zinciri bir ‘sistem’ olarak düşünecek olursak en yalın şekilde, tekrarlar olmadan bilginin zincir boyunca akması gerekiyor. Dolayısıyla bu noktada entegrasyon teknolojileri önem kazanıyor.

2009 yılı cironuz ne kadardı ve 2010 yılı için hedeflediğiniz rakam nedir?

2009 yılında 2008’e göre yüzde 15 düşüşle 136 milyon Avro ciro elde ettik. Öte yandan, etkin gider yönetimi politikalarımız sebebiyle karlılığımızı koruduk. 2010 yılındaki ciro hedefimiz ise 2008’deki ciromuzun üzerine çıkmak. Gerçekleştirmeyi öngördüğümüz projelere paralel olarak bu yıl istihdamımızı da yüzde 15 oranında artırmayı hedefliyoruz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA