Taşımacılık sektöründe Bursa - İstanbul arasında küçük bir araç ile başladıkları faaliyetlerini hızla geliştirdiklerini ve bundan sonra da ilerlemeye devam edeceklerini vurgulayan Teksim Gümrük Müşavirliği Yönetim Kurulu Başkanı M. Kurtuluş Nevruz, mallar taşındığı sürece bu işi iyi yapanların büyüyeceğini, kötü yapanların da giderek küçüleceğinin altını çizerek bu işte iyi ve hızlı olduklarına inandığını kaydetti.

Eskiden gümrükten çekilen malların ambarlarla gitmesi durumda gecikme yaşandığını, kooperatiflerle gittiği takdirde ise çok pahalı olduğunu belirten Nevruz, “Biz bu noktada alternatif yarattık. Buradan araçlar gidiyordu, neden boş dönsünler diye düşündük ve ihracat mallarını da taşısın dedik. Çünkü ihracat malları ambarlara gelince bekleme parası vb. gibi çok farklı sıkıntılar oluyordu. Biz bu tip sorunları çözdüğümüze inanıyoruz. Zamanla buna depolama, dağıtım gibi hizmetler de ekledik.” dedi.

Lojistik ile ilgili görüşlerini de paylaşan Nevruz, lojistiğin mutlaka yurtdışı bağlantısı olması gerektiğini ve buna yönelik olarak da 2005 yılında belli girişimleri olduğunu söyledi. Sektörün biraz daha düzelmesini beklediklerini açıklayan Nevruz; bir firmanın depolama, dağıtım ve malların toplanma işini yapmasının lojistik işinin yüzde 50’ye yakınını yapması anlamına geldiğini ifade etti.

Lojistik alanında Türkiye’nin çok geride olduğunu söyleyen Nevruz, “Dünyada denizin içinden geçtiği başka bir şehir yok. İstanbul’un dağıtım merkezi olması gerekiyor. İstanbul’un yıllık lojistik cirosu yaklaşık 2 milyar dolar. Firma sayısı çok ama yapılan işler çok az. İnsanlar tekstilcilik yapıp aynı zamanda nakliyecilik yaparsa bu sıkıntı yaratır. Aslında tekstilciyi de uzun vadede sıkıntıya sokar. İmalatçı imalatını, lojistikçi de lojistiğini yapmalı ve lojistiği yapan da her şeyi ile yapmalı.” dedi.

Bugüne kadar hep öz kaynak ile yatırım yaptıklarını fakat artık faizlerin düşmesi ile birlikte kredilerin de kullanılır hale geldiğinin altını çizen Nevruz, kredi kullanımını düşündüklerinde 2006 yılı yatırım hedeflerinin 2 milyon dolar, yüzde 50’si öz kaynak olarak düşünüldüğünde de 1 milyon dolar olacağını açıkladı. 

İki tane antrepoları olduğunu ve üçüncüsünün de planları içinde yer aldığını ifade eden Nevruz, bunun için İstanbul Kıraç’ta yer alındığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Üçüncü antreponun inşaatının başlama zamanı henüz belli değil. Bizim amacımız kaliteli hizmet ve müşteri memnuniyeti. En ucuz olduğumuzu iddia etmiyoruz ama verdiğimiz sözü tutabileceğimize inanıyoruz.” dedi.

Kendilerine ortaklık teklifleri geldiğini kaydeden Nevruz, şöyle devam etti: “Hayalimiz iş yapabilecek paramızdan büyükse biz yine ortak oluruz. Ama sadece yaptığımız işi birine satmak için düşünmüyoruz. Bize de başka pazarlar getirecekse ortak olabiliriz. Bize gelen teklif elimizdeki işi satın almak niyetindeydi ve kabul etmedik diğer türlü ortaklıklara açığız.”

Uluslararası nakliye için yakın ülkelerden Suriye ve Bulgaristan’ı düşündüklerini ancak öncelikli olarak Suriye’nin yer aldığını belirten Nevruz, Suriye’de uluslararası nakliyeci olmadığını ve Suriye için Avrupa’ya açılmada en kısa yolun Türkiye olduğunu düşündüklerini ifade etti.

Yeni Karayolları Taşıma Kanunu’na da değinen Nevruz, yasanın çok gerekli ve zorunlu olduğunu, özellikle de faturalamaya ilişkin getirilen çözümün çok iyi olduğunu belirtti. “İnsanların yatırımlarına uygun belgelerinin olması da iyi. Bunların hepsini savunup destekliyoruz, sektörün disipline edilmesi gerekliydi. Ancak beş yıllık harcın birden alınmasını doğru bulmuyorum. Kamyoncu tabiri ile vites büyütme de çok oldu. Yani arabayı 2’den 3’e değil 5’e attık.” diyen Nevruz, bugünkü sıkıntıların ve denetleme sorununun da buradan kaynaklandığını fakat herşeye rağmen Türkiye’nin yasaya kolay ve hızlı adapte olacağını söyledi.