Aynı zamanda müşterilerimizin ihtiyaçlarını dikkate alıp karlılıklarını gözetmeliyiz. Bunun için mevcut ve yeni çalışanlara ihtiyacımız var. Hepimiz mega trend olan şehirleşme, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme konuları ile karşı karşıyayız. Bizim endüstrimiz de bağlantılı, elektrikli ve otomatik olacak. Bizim sürdürülebilir taşımacılığa yaklaşımımız üç temel unsurdan oluşuyor; enerji verimliliği, alternatif yakıtlar ve elektrifikasyon, akıllı ve güvenli taşımacılık. Enerji verimliliği bizim 127 yıllık geçmişimizden gelen bir miras. Bu yıl IAA’da sunacağımız çekici nesli, önceki serilere oranla yüzde 5 daha fazla yakıt tasarrufu sağlıyor. Aynı zamanda fosil yakıtlara bağımlılığı azaltmak için çalışmak gerekiyor. Bunun için alternatif yakıtlar, bio yakıtlar ve elektrifikasyon konuları öne çıkıyor. Elektrikli otoyollara çok inanıyoruz. İsveç’te test aşamasındaki yol o kadar iyi gidiyor ki biz de şaşkınız. Şimdi bu Almanya’da da test edilecek. Ağa bağlı araçlar konusunda da; 2011 yılında bu araçları standart hale getirmiş olmaktan gurur duyuyoruz. Bugün 300 binden fazla bağlantılı Scania aracı atıkları taşımacılık sisteminden dışarı çıkarırken verimliliği de arttırıyor. Bu değişimlere ve trendlere baktığımızda çok büyük zorluklarla karşı karşıyayız. Bu endüstriye karşı genel bakış açısını değiştirmemiz; sadece harika ticari araçların üreticileri değil, lojistik ekosisteminin önemli ve kilit oyuncuları olduğumuzu anlatmamız, fosil yakıt tüketen manuel araçlardan elektrikli otomatik araçlara geçtiğimizi göstermemiz gerekiyor. Müşterilerimize en yüksek karlılığı sağlamaları için verdiğimiz sözü yerine getirmede önümüzdeki en büyük iki zorluktan bahsetmek istiyorum: bugün müşterilerimiz şoför bulmakta zorlanıyorlar. Biz de üreticiler olarak servis teknisyenleri bulmakta zorluk çekiyoruz. İnsanları endüstrimizdeki bu çok önemli pozisyonlara getirmek için çok çalışmamız gerekiyor. Bir müşteri bana otomatik araçlardan söz ederken daha az insanın şoför olarak iş imkanı aramasına neden olabileceğini söyledi. Biz de daha az bakım onarım gerektireceğini düşündüğümüz elektrikli araçlardan daha fazla söz ettikçe daha az insan teknisyen olmak isteyecektir. Tabii ki bunları konuşmaktan başka bir seçeneğimiz de yok. Bana göre uzun vadedeki en büyük tehdit bu endüstrinin imajını değiştirmek olacak. Bugün genç insanlar bizlerin şirketlerinde çalışmak için bir sebep bulmalılar. İstihdam piyasasında Google, Uber, Spotify gibi şirketlerin rekabeti her zamankinden daha fazla. Biz yakıt enjeksiyon sistemleri veya araç tasarımı gibi işlerde çalışmak isteyenlerin hayallerindeki şirket olabiliriz ama imajımızı değiştirerek yeni yetenekleri endüstrimize çekmek zorundayız. İşimizin sorunsuz işleyen sürdürülebilir bir taşımacılık sistemi yaratan, GSYİH’da yüksek paya sahip, sessiz ve güvenli araçlar üreten bir endüstri olarak tanıtmalıyız. Bunun için biz Scania’da belirli tedbirleri alıyoruz. Bunlar, kendi lisemizi kurmak, önde gelen üniversiteler ile işbirliği yapmak, çalışanları motive edici yarışmalar yapmak, şirket içi uygulamalar geliştirmek, bugünün gençlerinin esnek çalışma, evden veya hareket halinde iken çalışma gibi tercihlerini göz önüne alarak hareket etmek gibi tedbirler yer alıyor. Bu konuda da sürdürülebilir olamazsak gelecekte kimse bizimle çalışmak istemeyeceği gibi ürünlerimizi de almak istemeyecektir.”