24 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Ankara3°C

Türkiye, Dünya Bankası’nın Lojistik Performans Endeksi'nde, 39’uncu Sıraya Geriledi

ULUSLARARASI Nakliyeciler Derneği (UND) 2 Şubat Salı günü Ceylan Otel’de gerçekleştirilen basın toplantısında 2009 yılı değerlendirme raporunu açıkladı.

Türkiye, Dünya Bankası’nın Lojistik Performans Endeksi'nde, 39’uncu Sıraya Geriledi

01 Nisan 2010 Perşembe 17:09

ULUSLARARASI Nakliyeciler Derneği (UND) 2 Şubat Salı günü Ceylan Otel’de gerçekleştirilen basın toplantısında 2009 yılı değerlendirme raporunu açıkladı. Krizin gölgesinde geçen 2009 yılında lojistik sektörünün Türkiye ve dünyadaki durumunun paylaşıldığı toplantıda, ülkelere göre lojistikteki gelişmeler ve lojistik performanslarının değerlendirilmesi yapılırken 2010 yılı öngörüleri de paylaşıldı.

Toplantıda yaptığı konuşmada, 2008 yılının dördüncü çeyreğinde keskin düşüşler yaşanmasına sebep olan ekonomik kriz nedeniyle Avrupa’nın dış ticaret performansı bakımından en fazla zayıflayan bölge olduğunu ifade eden UND Başkanı Tamer Dinçşahin, 2006 yılında yüzde 7.5, 2007’de yüzde 4.0 artan ihracatın 2008’de sadece yüzde 0.5’lik bir artış gösterdiğini belirtti. İthalatta ise yüzde 7.5 ve yüzde 4 artıştan sonra ilk kez eksiye düşerek yüzde 1 azalmadan söz eden Dinçşahin, Asya bölgesinde ise 2006’da yüzde 13,5, 2007 yılında yüzde 11,5 olan ihracat artışının 2008 yılında yüzde 4,5’e indiğini, ithalatta ise yarı yarıya azalma yaşandığını kaydetti. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından açıklanan verilerin dünya ticaretinde yüzde 9’luk bir daralmayı gösterdiğini söyleyen Dinçşahin, taşımacılık sektörü özeline bakıldığında da Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği IRU’nun yapmış olduğu bir araştırmaya göre; ülke içi karayolu yük taşımaları hacminin yüzde 10-20 azalırken, uluslararası karayolu yük taşımaları hacminde yüzde 30’lara varan bir düşüş yaşadığını bildirdi. Yine aynı araştırmaya göre navlunların yüzde 10, yeni araç tescillerinin de yüzde 30 oranında düştüğünü ifade eden Dinçşahin, Türkiye’ye yönelik gelişmeleri de şu şekilde açıkladı: “Ülkemize yönelik gelişmelere bakacak olursak; 5 üzerinden aldığı 3.22’lik genel puan ile Türkiye, 2007 yılından bu yana ikincisi yayınlanan Küresel Performans Dünya Bankası'nın Lojistik Performans Endeksi'nde, 155 ülke arasında 39’uncu sırada yer aldı. Buna göre ülkemiz, 2009 yılı için ölçülen performansıyla, 2007 yılında yayınlanan sıralamaya göre 34’üncü sıradan 39’uncu sıraya inerek, 5 sıra gerilemiş bulunmaktadır. Türkiye, en düşük notu, gümrük işlemlerinin etkinliğinden alırken, formalitelerin hızı, kolaylığı ve öngörülebilirliği bakımından 2.82 puan ile dünya sıralamasında 155 ülke arasında 46’ncı olmuştur. Ticaret ve taşımacılık ile bağlantılı altyapının kalitesi (limanlar, demiryolları, karayolları, bilgi teknolojileri) alanında 5 üzerinden 3.08 puan alırken; dünya sıralamasında 155 ülke arasından 39’uncu sıradadır. Uluslararası sevkiyatların organize edilebilmesi açısından 5 üzerinden 3.15 puan alan Türkiye, 155 ülke arasında 44’üncü sırada bulunmaktadır.”

2009 yılı Ocak-Kasım döneminde Türkiye’nin taşıma gelirlerinde yüzde 22, navlun gelirlerinde ise önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12 düşüşten söz eden Diçşahin, yine aynı dönemler arasında toplam 125.6 milyar dolarlık ithalat yükü, 92.1 milyar dolarlık ihracat yükü taşıması gerçekleştirildiğini açıkladı. Miktar olarak 119.5 bin ton ithalat yükü, 82.3 bin ton ihracat yükü taşıması gerçekleştiğini kaydeden Dinçşahin, “Karayolu taşımacılığının payı değer olarak, ihracatta yüzde 42,  ithalatta yüzde 24; denizyolunun payı ihracatta yüzde 45 ve ithalatta yüzde 55 oldu. İhracatta karayolunun payının, denizyoluna yaklaştığı görülüyor” diye konuştu.


Boş giriş yapan yabancı araçlarda yüzde 17 artış yaşandı

Uluslararası karayolu eşya taşımacılığı sektöründe faaliyet gösteren yetki belgeli firma sayısının bin 488’e, çekici sayısının da 46 bine ulaşmasına karşılık kriz şartları nedeniyle daralan iş hacmi sonucunda firmaların araç filolarının yüzde 25’ini atıl durumda parka çekmek zorunda kaldığını vurgulayan Dinçşahin, uluslararası karayolu eşya taşıma istatistiklerine bakıldığında, Türk araçlarının Avrupa ülkelerine yönelik karayolu eşya taşımalarının yüzde 23 azaldığı, BDT ülkelerine yönelik taşımalarda özellikle Rusya ile yaşanan geçiş belgesi sorunlarının etkisiyle yüzde 5’lik bir azalma kaydedildiği, buna karşılık Körfez ülkelerini de içeren Ortadoğu bölgesine yönelik taşımalarda yüzde 25 ve Kuzey Afrika ülkelerine yönelik taşımalarda yüzde 8 artış gerçekleştiğini açıkladı.

Türkiye pazarından yararlanarak, Türkiye’ye ihraç yük almak üzere boş giriş yapan yabancı araçların sayısında yüzde 17 artış olduğu ve özellikle Batı Avrupa nakliyecilerinin, önceki yıllarda atağa geçmiş olan Doğu Avrupalı nakliyecilerin önüne geçtiğini (Almanya ve Hollanda araçları başı çekmiştir) ifade eden Dinçşahin, TIR Karnesi ve geçiş belgeleri ile ilgili de rakamları açıkladı: “TOBB tarafından yapılan açıklamaya göre TIR karnesi ve geçiş belgesi sayılarında da düşüşler gözlemekteyiz. Şöyle ki; 2009 yılında verilen geçiş belgesi sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 18,59, TIR Karnesi sayısı da yüzde 18,46 azalmıştır. 2008 yılında 1 milyon 49 bin 395 geçiş belgesi verilmişken, bu rakam 2009'da 854 bin 311'e düşmüştür. 2008 yılında 724 bin 81 adet TIR karnesi verilmiş iken, geçen yıl verilen TIR Karnesi sayısı ise 590 bin 415 olmuştur. 2009 yılı Aralık ayında ise istenilen düzeyde olmasa da bazı gelişmeler gözlenmeye başlanmıştır. Bir önceki yılın aynı ayına göre verilen geçiş belgesi sayısında yüzde 18,12, TIR Karnesi sayısında ise yüzde 37,77'lik artış meydana gelmiştir. 2008 yılının Aralık ayında 51 bin 331 adet geçiş belgesi verilmişken, geçen yılın aynı ayında verilen geçiş belgesi sayısı 60 bin 634'e yükselmiştir. TIR karnesi sayısına bakıldığında ise bir önceki yılın Aralık ayında 39 bin 966 adet olan TIR karnesi sayısı, 2009'un aynı ayında 55 bin 63 adete çıkmıştır.”


Bulgaristan, Rusya ve Yunanistan sektörü zorladı

DTM verilerine göre küresel kriz ortamında 2009 yılını, ihracatta yüzde 22,6 ve ithalatta ise yüzde 30,3 azalma ile kapatan Türkiye’nin 102.1 milyar dolara inen ihracat ve 140.7 milyar dolara inen ithalatta yılın son aylarında gözlenen iyileşmenin umut verici olsa da, 2008 yılının ihracat ve ithalat rakamlarının yakalanması için uzun bir süre beklenmesi gerekeceğinin tahmin edildiğinin altını çizen Dinçşahin, küresel kriz öncesinde Türkiye’nin ihracatındaki payı yüzde 60’lara ulaşan AB’nin 2008’in son aylarından itibaren düşüşe geçerken; önce yüzde 48’e, ardından 2009 yılında yüzde 46’ya kadar gerilediğini söyledi.

Komşu ülkelerle ticaretin geliştirilmesi ve Afrika-Ortadoğu-Asya gibi gelişen pazarlara yönelik açılım stratejilerinin bir sonucu olarak Afrika ülkelerinin (özellikle Kuzey Afrika) Türkiye’nin ihracatındaki payının yüzde 4.4’lerden yüzde 7.3’e ciddi oranda arttığı, aynı zamanda Asya ülkelerinin payında da artış olduğunu belirten Tamer Dinçşahin, yine benzer bölgeleri içinde barındıran İslam Konferansı Teşkilatı (İKT), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) ülkeleri ve Türk Cumhuriyetlerinin ihracat payında artış yaşandığını belirtti.

Akaryakıta gelen zamlar taşımacılık ücretlerine yansımadı

2009 yılında Hükümet tarafından açıklanan ‘Teşvik Paketi’nin sektörün ihtiyaçlarını karşılamaya yetersiz kaldığını belirten Dinçşahin, 2009 yılında akaryakıta toplam yüzde 23 oranında zam geldiğini ancak taşımacılık ücretlerinde yüzde 1’lik dahi artış yaşanmadığının altını çizerek, akaryakıta gelen her zammın taşımacılığı da doğrudan ilgilendirmesi gerekirken Türkiye’de bunun olmadığını vurguladı. 

İstanbul’da yaşanan sel felaketine de değinen Tamer Dinçşahin, “Sel felaketinin yoğun olarak tahribata yol açtığı İkitelli, Halkalı, Bağcılar semtlerinde yerleşik taşımacılarımız, Halkalı Gümrüğü ve Tır garajları maalesef felaketten büyük yaralar almıştır. Meydana gelen sel felaketinde de görüldüğü üzere, lojistik faaliyetlerin İstanbul gibi büyük bir kent içerisinde bu kadar dağınık ve plansız olarak gerçekleştirilmeye çalışılması, artık faaliyetlerin gerçekleştirilebilirliğini de tehdit etmeye başlamış; artan faaliyetlerimiz karşısında yetersiz kalan altyapılar aslında basit önlemlerle zayiat verilmemesi mümkün olan bu tür bir sel olayında felakete dönüşmüş, can ve mal kaybına yol açmıştır. Halen Avrupa’da 8 ülkede toplam 100’den fazla organize lojistik bölgesi ya da yaygın tabiriyle “Lojistik Köy” kurulmuştur. Lojistik köyler, Avrupa çapında yaygınlaşırken, sadece Almanya’da son 20 yılda 33 adet lojistik köy kurulmuştur. Bunların çoğunun büyüklüğü 200 hektarı geçerken; en büyüğü 675 hektardır. Bu lojistik köylerde toplam yerleşik bin 250 adet firma vardır ve bu firmalar toplamda 42 bin kişiye istihdam sağlamaktadır. AB’ye üye olmaya hazırlanan ülkemizde ise lojistik köy ya da lojistik merkez yapıları sadece söylenceden ibaret kalmaktadır” dedi.

Yapılan bazı mevzuat değişikliklerinin taşımaların kesintisiz yapılmasını engelleyecek ölçüde olduğunu kaydeden Dinçşahin, özellikle, antrepolara geçici depolanan eşya statüsünde eşya konulabilmesi uygulamasına son verilmesi, ardından beyannamelere çıkış kapısı, plaka yazma zorunluluğu gibi uygulamaların ihracatın önünde yavaşlatıcı faktörler olduğunu söyledi.

Dinçşahin, sektörün önündeki engelleri aşma ve geleceğe yönelik yeni yatırım projeleri ile ilgili çalışmalara daha da hız kazandırdıklarını ve özellikle yeni pazarlar ve bunlara yönelik çalışmaların öneminin daha da arttığını kaydeden Dinçşahin, gelecekle ilgili öngörülerde de bulunarak; “Önümüzdeki 20 yılda Asya, Latin Amerika ve Orta Doğu küresel ticaretin yüzde 40’ına katkı sağlayacaktır. Tanımlanan üçgen içerisinde (Asya içi, Ortadoğu-Afrika-Asya ve Latin Amerika-Asya), Çin’in hammadde ithalatı ve çeşitli işlenmiş ürün ihracatı ticaret hacimlerinin belirleyicisi olacaktır. 2028’e kadar başta Çin ve Hindistan olmak üzere Asya ekonomileri ticaretin çekim merkezi olarak kalacaktır. 1999’da yüzde 34 olan Asya’nın küresel lojistikteki payı, 2008’e gelindiğinde 339 milyar dolar ile yüzde 46’ya çıkmıştır. Asya kaynaklı refahın Avrupa ve Batı’ya ulaştırılması konusunda Türkiye’nin stratejik konumu malumdur. Türkiye’nin mevcut kaynaklarıyla ciddi bir lojistik üs olma avantajına sahip olduğunu unutmamak gerekiyor. Türkiye olarak bu sektöre yapacağımız yatırımlarla 2023 için hedeflediğimiz lojistik üs olma hedefimizi gerçekleştirir, Asya’dan Avrupa’ya ve ötesine akan ticarette ve taşımalarda ciddi pay sahibi olabiliriz” diye konuştu.

Alternatif güzergah arayışları sürüyor

Avrupa’ya yönelik taşımalarda çoğu Avrupa ülkesi tarafından Türk nakliyecilerine uygulanan geçiş belgesi kotalarının bu ülkelere yönelik taşımaların gerçekleştirilmesini kısıtlayacak ölçüde yetersiz kalması nedeniyle; Türk nakliyecilerinin alternatif güzergah arayışlarının da sürdüğünün altını çizen Dinçşahin,  Samsun, Trabzon ve Zonguldak başta olmak üzere Türkiye’nin gelişmekte olan limanlarının, yeterli ve uygun intermodal altyapıları ve lojistik sistemleri ile desteklenerek etkin hale getirilmesinin Avrupa-Asya bağlantılarının gelişimi açısından da önemli bir açılım olacağını kaydetti. Aynı zamanda; Koper (Slovenya), Rijeka (Hırvatistan) veya Marsilya Limanlarına yönelik RO-RO seferlerin tesis edilebilmesi, Karadeniz bölgesinde ise Köstence Limanı’na (Romanya) RO-RO hattının kurulması, Ukrayna ve Rusya’ya yeni RO-RO seferlerinin sunulması ve alternatif hatların geliştirilmesinin büyük önem taşıdığını söyleyen Dinçşahin, UND olarak bu alternatif hatlara ve multimodal taşımacılığa yönelik çalışmalarımıza bu yıl hız kazandıracaklarını belirtti.

Karasu (Adapazarı) Limanı ve bölgedeki endüstriyel alanların işlevsel hale getirilmesi durumunda İstanbul Boğazı'nın, Karadeniz üzerinden iç bölgelere gelen yükünün hafifleyeceğini ve bu liman ile Romanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri arasında kurulacak bir RO-RO hattının ise Avrupa’ya yapılan taşımaları rahatlatacağını ifade eden Dinçşahin, şunları söyledi: “Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, yeni projelerin hayata geçirilmesi ile sektörümüzün önündeki engellerin aşılacağını düşünmekteyiz. Bu kapsamda geçmişte olduğu gibi, gelecekte de kamu ile işbirliği içinde çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

Toplantı sonrasında UND ve Alman Trans Camyon Gemi Acentası arısındaki işbirliği de duyuruldu. Başkan Dinçşahin ile Trans Camyon Gemi Acentası Genel Müdürü Joachim Mush, işbirliği anlaşması imzaladı. Avrupa RO-RO ve feribot hatlarının rezervasyonu ve bilet satışı konusunda yapılan işbirliği ile UND üyeleri tüm Avrupa’da yer alan feribot hatlarından uygun koşullarda bilet temin edebilecek.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA