Kargo ve paket taşımalarında Türkiye’den beklentileriniz nasıl? Hangi faktörlerin pazarı genişleteceğini tahmin ediyorsunuz?
2017’ye girerken, sektörümüz açısından önemli bir gelişme oldu: 3 Aralık’ta Karayolu’nda Elektronik Ticaret Gümrük Beyan (ETGB) yöntemi ile gümrük beyanı açmadan yurtdışına taşıma hizmetinin önü, kararın Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla açıldı. Seneye, bu hizmeti bir an önce devreye almak için gereken yatırımlarla girdik. Yılın ilk yarısı içinde, artık 150kg ve mal değeri 7500 Euro altındaki gönderileri karayolunda da Kolay İhracat/ ETGB’li hizmetimizle, hızlı ve formalitesiz bir şekilde yurtdışına teslimatını sağlıyor olacağız. Bunun pazara bir rahatlamanın yanısıra, büyüme de getirmesini bekliyorum.

Ayrıca, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkeleriyle ticaret hacmimizin katlanarak artmasının da pazarın genişlemesine katkısı yadsınamaz. Bunu dikkate alarak, çok yeni Çin, Güney Asya, Uzak Doğu ve Ortadoğu’yu kapsayan Ekonomi Ekspres hizmetimizde bir iyileştirmeye gittik. Artık, Çin, Japonya, Tayvan, Endonezya, Hong Kong ile Hindistan ve Bangladeş gibi Güney Asya ülkeleri, Avustralya, Yeni Zelanda gibi Pasifik ülkeleri ve Orta Doğu ile ihracat ve ithalat yapan firmaların gönderilerin teslimatını çok daha kısa sürelerde gerçekleştiriyoruz. Kısa adıyla bu hizmetimiz AMEA EKONOMİ EKSPRES’le yalnız teslimatlarımızı hızlandırmadık, ithalatlarda da erken ordino hizmetimizi ve gönderilerin aynı gün gümrükten çekilebilmesi kolaylığını sunuyoruz.

Artan şehirleşme ve trafik sizi nasıl etkiliyor? Drone ile teslimat gibi henüz uygulamaya geçememiş projelere nasıl yaklaşıyorsunuz? Sizin ne gibi yenilikleriniz olacak?

Zamanında teslimat biz ve müşterilerimiz için çok önemli. İşimiz hızlı kargo taşımacılığı olduğu için artan şehirleşme ve trafik, gerek teslimat gerek toplama gibi zamana karşı yarıştığımız işimizde kritik etmenlerden... Ancak drone teknolojisi henüz bu konunun yegane çaresi değil. Çünkü bu noktada, örneğin İstanbul üzerinden gidecek olursak, yalnız tek havalimanından üç dakikada bir, yolcu uçaklarının kalktığı bir hava trafiği, insansız teslimat gibi unsurlar, aslında sürekli yalınlaştırarak pürüzsüz hale getirdiğimiz operasyonumuza farklı belirsizlik parametreleri katıyor. Oysa biz bugün, gurur duyduğumuz güvenilir ve zamanında teslimat gibi niteliklerimizi daha da güçlendirmek üzere halen hizmet verdiğimiz Sabiha Gökçen Havalimanı’nın yanısıra 3. Havalimanı’nda da yatırım yaparak, her iki kıtadan da yurtdışına ithalat- ihracat yapabilecek şekilde yapılanıyoruz.

Bir diğer taraftan, tüm hava ve karayolu taşımacılık süreçlerimizi gittikçe daha da şeffaflaştırıyoruz. Çünkü verdiğimiz hizmetlerde kontrolü müşterilerimizle paylaşıyor olmanın önemine inanıyoruz. Gerçek zamanlı gönderi takibi, ısı kontrollü taşıma, Kuzey Amerika’ya iki günde teslimat, gümrük sürecinin takibi platformu gibi sunduğumuz hizmetler ve araçlarla müşteri memnuniyeti odaklı ve şeffaflık ilkemiz paralel uygulamalarımızdan yalnız birkaçı.

Türkiye’nin bu alanda AB standartlarına ulaşabilmesi için öncelikli olarak neler yapılması gerekiyor?

Bu konuda öncelikle, “Yetkilendirilmiş Ekonomik Operatör” çalışmalarının ve düzenlemesinin yapılması ve yaygınlaştırılması önem taşıyor. Özellikle lojistik şirketlerinin, büyük sanayi kuruluşları ve ithalatçıları adına hızlı ve etkin taşıma yapmasının yolu bu konudan geçiyor. Yakın bir gelecekte bunun ülkemizde de uygulamaya konulacağına inanıyorum.

Eklemek istedikleriniz…
Hızlı Karayolu Parsiyel ve TNT Kolay İhracat hizmetlerimize çok güveniyoruz. Avrupa Hızlı Karayolu ağımıza yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Nitekim global ticaret ve ülke ekonomisi de bunu gerektiriyor. Ayrıca, Karayolunda Kolay İthalat (ETGB’li) hizmetimizin de lansmanını bu yıl içinde yapmak, büyük hedeflerimiz arasında.