UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener’in moderatörlüğündeki panelde, IRU Sürdürülebilir Kalkınma, Kolaylaştırma ve Eşya Taşımacılığı Sorumlusu Jens Hügel, İKV Genel Sekreter Yardımcısı Melih Özsöz, UND Yönetim Kurulu Avrupa Birliği (AB) Danışmanı Can Baydarol ve Jean Monnet Üniversitesi Araştırma Görevlisi Vahit Polat konuşmacı olarak yer aldı.

Panelin oturum başkanlığını üstlenen UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener yaptığı açılış konuşmasında, Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda güçlü bir ulaştırma ve lojistik sektörüne ihtiyaç duyduğunu ve ihracat odaklı büyüme ve kalkınma hedefleri arasında ulaştırma ve lojistik sektörünün gelişimine yönelik hedeflerin ön plana alınmaya başladığının altını çizdi.

Şener: “Mallar serbest ancak sürücüler değil”

“AB’de mallar serbest ancak sürücüler değil. Biz diyoruz ki TIR, yük ve sürücü ayrılmaz bir bütündür. Bunlardan birini ayırdığınızda yük yerine ulaşmaz. Bu bir tarife dışı engeldir. Aslında Avrupa bu tutumuyla kendi ülkesine de zarar veriyor. Çünkü ihraç ettiğimiz malların neredeyse yüzde 50’sini Avrupalı şirketler üretiyor” diyen Şener, UND olarak önlerindeki 2 yıllık dönemde sürücü vizeleri konusunda önemli adımlar atacaklarını sözlerine ekledi.

Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) Sürdürülebilir Kalkınma, Kolaylaştırma ve Eşya Taşımacılığı Sorumlusu Jens Hügel ise, TIR sürücülerinin ne tür engellerle karşılaştıklarına yönelik 200 bin sınır geçişini incelediklerini belirterek, “Geçişlerde çok fazla zaman harcanıyor. Çok yüksek yolsuzluklar var. Verilen paraların yüzde 38’i bahşiş adı altında geçiyor. Ulaşımı cezalandırdığınızda, ekonomiyi de cezalandırıyorsunuz. En büyük ceza profesyonel sürücülere uygulanan vizeler. Bu sorun neden var, anlamak mümkün değil” diye konuştu.

Hügel: “Sürücülere özel statü verilsin ve vize prosedürü basite indirgensin”

Hükümetlere IRU olarak çağrı yaptıklarını dile getiren Hügel, “Sürücülere özel statü verilsin ve vize prosedürü basite indirgensin. Belli bir güzergah sınırlamaması olmaması gerekir. Bu konuda bir ilerleme olmadı. Ulaştırma Bakanları bu konuda bir şey söyleyemiyor, Dışişleri Bakanları da bu konuya ulusal güvenlik olarak bakıyor. Bu sorunu çözmenin tek yolu ikili anlaşmalar yapmak” dedi.

‘Türk Vatandaşlarının Vizesiz Avrupa Yolculuğu: Vize Serbestliği, Geri Kabul ve Sonrası’ başlıklı bir sunum gerçekleştiren İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV)Genel Sekreter Yardımcısı ve Araştırma Müdürü Melih Özsöz, “Türklerin vizesiz giriş yaptığı 100 ülke arasında hiçbir AB ülkesi yok. Türkiye’nin 1980 yılından önce hemen hemen hiçbir ülkeye vize sorunu yoktu. Şimdi sadece mallar değil, vatandaşlarımız da sınırdan geri gönderilme ihtimali yaşıyor” dedi.

Özsöz sözlerini şöyle sürdürdü: “Şuanda Türkiye’de AB ile bu yepyeni bu maceranın içinde yol almaya devam ediyor. Ekonomik boyuta baktığımız zaman verileri çıkarmak oldukça zor. Türkiye’de Schengen vizesine yönelik artış söz konusu. Türkiye 2005 yılından buyana 10 yıldır Avrupa Birliği ile üyelik müzakeresini sürdüren bir ülke. Üyelik müzakeresini sürdüren ülkenin vatandaşlarına AB’nin sınırlarının kapalı olması Avrupa Birliğinin ciddi anlamda düşünmesi gereken bir sorun olduğunu düşünüyoruz.”

Baydarol: “AB Türk şoförünüzü dolaştırmadığı anda kendi ekonomisini vuruyor”

UND Yönetim Kurulu Avrupa Birliği (AB) Danışmanı Can Baydarol ise yaptığı sunumda, “Almanya’nın, ‘vizeleri kaldırırsak 10 milyon Türk Almanya’ya gelir’ düşüncesine sahip 10 milyon Türk’ün şu dönemde Almanya’ya gitmesi halinde 9 milyon 990 bini geri dönecek. Bunun nedeni ise Almanya’da iş bulacak nitelikte çalışanın Türkiye’de çok az olması. Buna karşılık, Türkiye ile AB ülkeleri arasında vize kalkması durumunda birkaç milyon işsiz Alman, Fransız veya diğer ülke insanları Türkiye’de iş bulabilecek” şeklinde konuştu.

Şoför vizeleri sorunu konusunda da konuşan Baydarol, “AB, Türk şoförünü dolaştırmadığı anda aslında kendi ekonomisini vuruyor. Çünkü bizim taşıdığımız malın yarısından fazlası Avrupa malı. Peki, UND olarak biz ne yapıyoruz? Bir dava açma süreci içindeyiz. Bunun içinde kotası, vizesi var. Avrupa ‘Türkler bu nakliye meselesinde haklı’ diyor, ama bu konuda ‘biz bir şeyler verirken onlardan da mutlaka bir şeyler alalım’ diye düşünüyor. Vize ve kota meselesi sadece bizlerin meselesi değil, ulusal çıkar meselesidir” dedi.

‘Aç Kapıyı Bezirgan Başı’

UND’nin 38’inci Olağan Genel Kurulu’nda, TRT-UND işbirliği ile hazırlanan ‘Aç Kapıyı Bezirgan Başı’ adlı belgeselin gala gösterimi de yapıldı. Yoğun ilgiyle izlenen belgeselde vize engeline çarpınca Almanya devletinden şikayetçi olan, dava açan ve bu davayı kazanan Mehmet Sosyal’ın yönetimindeki bir araçla İzmir’den Almanya’ya gerçekleşen bir seferde yaşananlar üzerinden Türkiye-AB ilişkilerinin değerlendirmesi yapılıyor.