24 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Ankara3°C

Oregon Teknoloji Hizmetleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık: “Işınlama Çağına Kadar Lojistik Vazgeçilmez Kalacak”

Oregon Teknoloji Hizmetleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık ile lojistik sektörünün değişim ve dönüşümünü ve Oregon şirket yapılanmasını konuştuk.

Oregon Teknoloji Hizmetleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık: “Işınlama Çağına Kadar Lojistik Vazgeçilmez Kalacak”

06 Ocak 2023 Cuma 14:12

Oregon’u bize biraz anlatabilir misiniz? Oregon nasıl bir maceranın sonucunda bugünlere geldi?
 

Oregon bizim bir yavrumuz, onu öncelikle ayaklarının üstüne bastırdık ve yürütmeye başladık. Öncelikle hızlı yürüteceğiz, sonra koşacağız, en sonunda Türkiye’nin milli sermayesi olarak tüm Avrupa’da ve tüm dünyada etkili bir yapı haline getireceğiz ve bu yolda da hızla ilerliyoruz.
 

Oregon lojistikçilerin bir tedarikçisi olarak kurgulanmıştı hala öyle devam ediyor. Buradaki temel nokta şu; lojistik sektörünü yıllarca olması gereken yere taşımamışız. Aslında kamyonculuk çok gurur duyulacak bir meslek. Benim dedem ve babam kamyoncu. Bana, ‘siz ne iş yapıyorsunuz’ diye sorduklarında ‘kamyoncuyum’ diyorum, bundan gurur duyuyorum. Ama o kamyoncunun piyasadaki algısı maalesef çok güzel gözükmüyor.
 

Lojistik sektörü sizce nerden geldi, nereye doğru gidiyor?
 

Pandemi her ne kadar olumsuz olsa da bize çok yardımcı oldu. Lojistik sektörünün ne kadar önemli olduğunu bu dönemde anladık. 20 yıl önce lojistiğin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyorduk. Dijital dünya ve elektronik ortamda ticaret gelişiyor, ‘bunların tek bir şeye ihtiyacı var, lojistik’ diyorduk. Birçok e-ticaret firmasının başarısında sadece doğru ticaret yapması değil, bence iyi lojistik yapması daha büyük bir paya sahip. Amazon Amerika’dan bir ürün sattığında, bu bir şirket başarısı değil, bunu bana Gaziantep’e veya İstanbul’a teslim etme başarısıdır. Ben hatta perakende sektöründeki birçok firmanın başarısının da lojistikteki başarısı olduğunu düşünüyorum. Çikolatada ün yapmış bir ülkenin çok iyi çikolata yaptığı kadar, işin lojistiğini de çok iyi yaptığını düşünüyorum. Starbucks’ın çok iyi kahveci olduğunu düşünmüyorum aslında ama çok iyi gayrimenkulcülük de yapıyor. Bazı işler göründüğü gibi değil, temelinde çok daha farklı bir yapı var. Lojistik bugün dünyadaki en önemli işlerden bir tanesi. Biz lojistik sektörünü hem daha üst platforma taşımak istiyoruz, hem de kredibilitesini daha da artırmak istiyoruz. İnsanlar lojistikçi gördüğünde, ‘evet önemli bir şirket ülkemiz için, dünya için önemli bir sektörde’ desinler istiyoruz. Amacımız buydu. Bana hep şunu sorarlar, niye çok ortaklı bir iş yapıyorsunuz? Cevabımız hazır tabii ki.
 

Oregon Türkiye’de çok ortaklı olmasının ötesinde, ticari anlamda örnek bir örgütlenme biçimi. Bu konuyu biraz açar mısınız?
 

Biliyorsunuz dernekler, kooperatifler gibi organizasyonlar söz konusu olduğunda, bu örgütlenme işlerinde siyasi bir gelecek beklenir. Oregon’un böyle bir amacı yok. Öncelikle ben bu sektörü çok seviyorum. Belki doğduğum, doyduğum, yaşadığım sektör olduğu için. Bu sektördeki birçok insanın da ahde vefası olduğunu düşünüyorum. Yani para kazandığı günlerde de yatırımını yapıyor, para kazanmadığı günlerde de sırf müşteri ihtiyacını karşılamak için yatırımını yapıyor. Bir ahde vefanın olduğunu düşünüyorum, o vefayı ödemek istiyorum. Çalıştık kendi ihtiyaçlarımıza yetecek hale getirdik, kazancımız, varlığımız bize yetiyor. Peki bunla ölüp gidelim mi, hayır bu bilgiyi bu desteği insanlara aktaralım. Günümüzde televizyonda, Instagram’da, Tiktok’da izlenme süresini biliyorsunuz, ne kadar kısa zamanda ne kadar çok şey anlatırsanız mesajınızı o kadar güçlü iletebilirsiniz. Biz de kısa zamanda anlatarak çözemeyeceğimizi düşündük ve bu konuda öncülük etmeye karar verdik. Sektörün bir öncüye ihtiyacı olduğuna belki de bu görevin bize tayin edildiğine inanarak dedik ki ortakları alalım bunları hep beraber büyütelim.
 

Şu anda 200 ortağımız var. Şirketleri değişik şehirlerde kuruyoruz. Sonra bunları beraberce farklı platformlarda geliştireceğiz ve her geçen gün geliştiriyoruz da. Mesela lojistik köyler oluşturmak gibi bir olgu var, bunlar Türkiye’de yapılmalı ama şu anda yok. Ankara Lojistik Üssü var biliyorsunuz, kendi imkanları ile 15-20 nakliyecinin yaptığı bir yer, buranın haricinde başka bir yer yok. Bu ülkenin birçok imkanları var, yurtdışında dağıtım yatırımları öneriyorlar, bununla ilgili kimsenin bir yatırım planı oluşmuş değil. Devletin hibeleri var, bunlardan kimsenin haberi yok. Bizim asıl derdimiz bunları üst perdeden dillendirip sektör için çözüm noktası haline getirmek. Bizim çok ortaklı olmamızın tek nedeni bu, hiçbir siyasi ve gelecek kaygımız veya beklentimiz yok.
 

Oregon’un yapısı içerisinde sistem nasıl işliyor? Operasyon olarak baktığımızda nasıl işliyor lojistik mekanizmalar?
 

Bizim bir ana şirketimiz var. Oradaki önemli işlerimizden bir tanesi teminat yapısı. Teminat yapısında biz sektörün bir borç yükümlülüğüne girmemesi için teminat yapılanması olan şirketi kendimizde tutuyoruz. İnsanlara zorluk yaşatmamak için. Bunun haricinde örneğin 1.000 ortaklı bir şirketi de bir araya getirmek olmaz diye farklı bir model kurguladık. Şehirlerde Oregon şirketleri kuruyoruz. Ana hissedarı, teminatı bizim oluşturduğumuz Oregon şirketi oluyor. Her ilden de yüzde 1 hisse ile 40 tane ortak buluyoruz. 40 ortak ile beraber bağımsız hale getiriyoruz. Şirketin büyük hissesi Oregon’da olmasına rağmen Oregon ne yönetim kuruluna ne de başka bir yere atama yapmıyor. Tamamen şehrin kendi yönetimini idare etmesini istiyoruz. Toplantı organize edeceğimiz zaman başkan ve başkan yardımcıları ile müzakere ediyoruz, yönetim kurulu ile beraber strateji geliştiriyoruz. Onlar da dönüp ortaklarla geliştiriyorlar. Belki bir dernek gibi düşünebilirsiniz, fakat biliyorsunuz derneklerde üye etkenliği arttığı zaman başkan seçiliyor, başkanlar sürekli kalmak istiyor. Biz şunu istiyoruz; yönetim kurulunda doğru çalışan insanları ortaklar da, patronlar da görsün. Hangisi doğruysa bağımlı kalmasın, kendilerini temsil etsinler.

Kaç şirket oluşmuş durumda ve hedef nedir bu sayı için?
 

Şu anda 5 tane şirketimiz var. Gaziantep bizim çıktığımız şehir olduğu için birinci sıraya orayı aldık. Antakya, Mersin, Kayseri ve Konya lojistik tarafında çok iyi illerimiz. Bu 5 şehri 200 ortakla tamamladık. Bu yıl 2 çalışmamız daha var. Nihai yolumuz Türkiye’de 800 ortakla 20 şehirde şirketleşmek. Bunu şu anda Romanya’da, Bulgaristan’da, Almanya’da, Fransa’da, Belçika’da da talep ediyorlar. Oralarla da çalışmalara başladık, ana vatanımız Türkiye’yi tamamlamadıktan sonra bu ülkeleri de gezmeye, kapsama alanına almaya başlayacağız.
 

Mekanizma nasıl işliyor, lojistik trafik nasıl oluşuyor? Arkasındaki teknolojiden biraz söz edebilir misiniz?
 

Birincisi teminat yapısı, Türkiye’nin en büyük teminatına sahip bu şirket 4 milyar TL’ye yakın teminatı yönetiyor. Birçok bankanın bilançosuna yakın bir rakamı yönetiyor nerdeyse. Bunun yanında biz dijital bir dünya kurduk ve A şirketinin arabasını B şirketine ihtiyaç halinde eşleştiriyoruz. Yük borsası oluşturuyoruz, araç takip sistemi var hepsini arka planda eşleştirip müşterilere, aslında kendi ihtiyaçlarını analiz edip hazırlamaları için uygun bir altyapı sunuyoruz. Patronun önüne ‘senin bu sabah 10 tane boş araban var, senin 7 tane yolda araban var, senin 12 tane ihracat yüküne ihtiyacın var’ diye veri dökmek istiyoruz. Bunlar için ciddi dijital teknoloji yatırımı yapıyoruz. Muhtemelen 2023 sonunda tamamlamış oluruz. Ama bu sektör o kadar dinamik ve heyecanlı ki bu değişim ve dönüşümün hiç biteceğini düşünmüyoruz. Her gün yeni bir iş düşünüyoruz. Mevcut durumda yük borsasını kendi ortaklarımız içerisinde açtık. Dışarı açılmak şart mı değil mi onu da arkadaşlarla tartışıyoruz.
 

200 ortağı düşündüğümüzde sizin lojistik coğrafyanız nereleri kapsıyor?
 

Şu anda lojistik ağımız Avrupa yarımküreyi tümüyle kapsıyor. Biz genellikle karayolu nakliyecileriyle birlikte çalışıyoruz. Denizyolu ve havayolu çok fazla almıyoruz. Çünkü karayolu nakliyesi daha zor durumda, önce onlara destek vermemiz lazım. Havayolu ve denizyolu sonra gelecek.
 

Intermodal taşımacılık artık lojistik sektörünün önemli bir parçası haline geliyor. Avrupa ile iş yapıyorsanız Yeşil Mutabakatın getireceği sınırlamalar var. Bu konudaki görüşünüzü almak isteriz.
 

Oregon’da 45’lik High-Cube konteyner kiralama işimiz var oraya da hizmet veriyoruz. Intermodal zaten kaçınılmaz bir şey. Şöyle düşünün 7 bin km yolu arabayla kat etmek zorunda değilsiniz. Tren avantajı olduğu yerde tren, gemi avantajı olduğu yerde gemi. Biz de kullanıyoruz; mesela müşterilerimize tren, gemi bileti veriyoruz. Gemiden parsiyel alabiliyoruz, onlara yol yardımı veriyoruz, onların yakıt ihtiyacını, finansal ihtiyacını temin ediyoruz. Şu anda bu süreçlerin hepsini yapabiliyoruz. Benim arkadaşlarıma söylediğim şey şu ki; ‘ışınlama olana kadar, lojistik vazgeçilmez olacak’. O zaman ışınlanmayı kim yapacak, ‘onu da lojistikçiler yapacak’ diyorum. ‘Bu noktadan al, bu noktaya gönder’in de bir algoritması olacak onu da biz lojistikçiler yapacağız. Dolayısıyla lojistik sektörü dünyanın en önemli 5 sektöründen bir tanesi ve biz ona sahip çıkıyoruz.
 

logitrans 2022 çok geniş bir katılım sağladı, gerçek bir lojistik buluşmaya dönüştü. Bu pencereden baktığımızda sektöre, sektör temsilcilerine, ortaklarınıza ne mesaj vermek istersiniz?
 

Öncelikle böyle bir fuar ortamında olmaktan büyük keyif aldım. Sektörün önemli bir fuarı, fuarı organize eden EKO MMI Fuarcılığa da teşekkürlerimi iletiyorum. Ben Münih’te de Transport lojistik fuarına katıldım, şimdi bu fuar orayı aratmıyor.
 

Türkiye’de böyle bir transport lojistik fuarı yok. logitrans bunun için çok önemli ve katılım kalitesi her geçen gün artıyor. Bunu ben özellikle arkadaşlarımız ve ortaklarımızın hem katılımı hem ziyareti açısından önemsiyorum. Onlara mutlaka ‘fuara katılın, katılmasanız da birkaç yıl ziyaret edin, o ziyaret sonrası zaten katılmak zorunda kalacaksınız’ diyorum.
 

Sektöre mesaj olarak da ben çok mutluluk dağıtmak istemiyorum ama Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı konjonktür, Türk lojistik sektörünün önemini daha arttırdı. Ortaya çıkan yeni lojistik fırsatlar bizler için ciddi anlamda faydalar yarattı. Şu anda Avrupa Türkiye’ye satıyor, Türkiye alıyor Avrupa’ya, Rusya’ya satıyor. Rusya’dan alıyor, Avrupa’ya satıyor. Aslında lojistik anlamda yine fırsat doğdu. Bu fırsatları değerlendirmemiz gerek, belki de bizim hatamız şu, biz çok standart iş yapmayı seviyoruz, yorulmayı sevmiyoruz. Yorulup risk almazsanız hiçbir zaman başarı sağlayamazsınız. Skoru değiştiremezsiniz. Aynı yoldan gidip farklı sonuç çıkaramazsınız. Fırsatları kovalamanız gerekiyor. Bugün belki Kazakistan’da, yarın Rusya’da bir başka gün Sırbistan’da fırsat var, bu fırsatları biraz daha kollamamız ve değerlendirmemiz gerekiyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA