12 Aralık 2024
  • İstanbul9°C
  • Ankara7°C

Lufthansa Türkiye’de Pazar Payını Daha da Büyütmeyi Hedefliyor

logitrans 2022 Fuarı sırasında Aysberg standında Tea&Talk söyleşilerinde Lufthansa Cargo Türkiye ve Romanya Müdürü Hasan Hatipoglu konuğumuz oldu.

Lufthansa Türkiye’de Pazar Payını Daha da Büyütmeyi Hedefliyor

16 Aralık 2022 Cuma 10:53

Lufthansa Cargo Türkiye ve Romanya Müdürü Hasan Hatipoglu 2022 kapsamında gerçekleştirilen Tea&Talk programına konuk oldu ve Lufthansa Cargo’nun yatırımları, gelecek hedefleri konusundaki soruları yanıtladı.

Lufthansa Türkiye’de hemen herkesin iyi bildiği bir isim ve uluslararası bir marka havacılıkta. Hem Lufthansa hem de Lufthansa Cargo olarak biraz bilgi verebilir misiniz?

Sorumlu olduğum alan olduğu için önce Lufthansa Cargo`dan başlayayım. Lufthansa Cargo dünyanın lider hava kargo şirketlerinden bir tanesi ve sürekli olarak kendini geliştirmek hedefi doğrultusunda yenilikçi adımlar atıyor. Son dönemde sizlerin de bildiğiniz ve sürekli gündemde olan sihirli sözcük Sustainability – sürdürülebilirlik-konusunda da Lufthansa Cargo son zamanlardaki dev adımlarıyla oldukça hızlı yol alıyor. Lufthansa Group içerisinde Lufthansa Cargo anonim bir şirket olarak konumunu gittikçe güçlendirdi. Filosunu yeni nesil 16 adet B777F  tipteki, her biri 105 ton kapasiteli büyük gövde kargo uçağı ve 2 tanesi yıl içinde teslim edilen, 2 tanesi de  önümüzdeki senenin Ocak-Şubat-Mart aylarında teslim edilecek olan A321F tipi kısa mesafe kargo uçağı ile tamamen yeniledi. Airbus 321F diye isimlendirilen küçük gövde kargo uçakları özellikle kısa mesafelerde 28 tonluk kapasitesi ile e-ticaret öncelikli çok esnek çözümler sunarken, büyük gövde B777F modeller ise uzun mesafeler için dünya çapında servis veriyor.

Lufthansa Cargo kargo uçakları haricinde tabii ki Lufthansa’nın ve yanısıra grup şirketlerimiz olan Avusturya, Brussels ve Eurowings Hava Yolları’nın kargo kapasitelerini de kullanıyor. Ayrıca ortaklığımız olan SunExpress’in kargo kapasitesi kullanımı ve ek olarak da kendi satış ekibi ile İsviçre Hava Yolları da hesaplanırsa Lufthansa Group’un filosundaki 800’ün üzerindeki yolcu uçağının kargo kapasiteleri de sadece kargo uçaklarına ek olarak müşterilerimizin hizmetine sunuluyor. Bünyesindeki birçok anonim ve limited şirketlerle dünya çapında havacılığın en büyüklerinden biri olan Lufthansa Group 105 binin üzerinde çalışanı ile dünya çapında 300'ün üzerinde destinasyona kargo servisi veriyor. Lufthansa Cargo olarak ise 4 binin üzerinde çalışanıyla, saydığım grup şirketlerinin uçaklarının kargo satış ve elleçlemesini yapıyoruz. Lufthansa Group’un ayrıca catering segmentinde yine dünyanın en büyüklerinden olan LSG şirketi ve MRO’da da yine bir dev olan Lufthansa Technik sadece kendi uçaklarımıza değil dışarıdan gelen talepler doğrultusunda diğer firmalara da hizmet veriyor.

Lufthansa’nın Türkiye organizasyonu hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Türkiye’den bizim hub diye ifade edilen elleçleme merkezlerimize, başta Frankfurt olmak üzere Münih, Viyana ve İsviçre’ye mesafeler nispeten kısa olduğundan büyük gövde uçaklarla hizmet verilmiyor. 16 adet Boeing 777F’leri taşıma kapasitesi 105 ton olduğundan sadece Türkiye’de değil Avrupa içi ve özellikle Avrupa çeperi alanında da kullanmıyoruz. Daha önce MD11F’lerle servis verdiğimiz Türkiye, Rusya, Mısır, İsrail gibi destinasyonlara, özellikle e-ticaretin gelişmesinden sonra, küçük gövde kargo uçağı yatırımıyla İngiltere, Dublin, Birmingham ve Madrid eklenerek A321F tipi uçaklarımız ile servis vermeye başladık. Tabii bu süreci hızlandıran bu bölgelerden gelen müşteri talepleri ve ona ek olarak e-ticaretteki gelişmeler de oldu. Farz edin Çin'den Boeing 777F ile 105 ton kargoyu elleçleme merkezimiz Frankfurt’a getiriyorsunuz; bunun İstanbul dahil yukarıda yazdığım destinasyonlara karayoluyla devamı nereden baksanız 5-6 gün alır ve ancak bu sürelerde adrese teslim edilebilir.

Yeşil hedefler, sürdürülebilir çevre ve özellikle de karbondioksit salınımını azaltmak hedeflerimizden dolayı bütün filo birkaç sene içinde Boing 777F’lerle değiştirildi. Bu dönüşüm sırasında bir sene İstanbul’a kargo uçağı sunamadık, bu durum pandemi döneminde yaşadığımız zorluklara ilave olarak hizmet verdiğimiz partnerlerimize sunulan kargo hizmetinin de kesintiye uğramasına sebep oldu. Ancak şimdi yeni uçağımızla, 28 tonluk Airbus 321F ile şu anda haftanın 6 günü İstanbul'a servis veriyoruz ve çok kısa sürede aldık bu yolu. Mart 2022’de haftada 3 gün olarak başladığımız, ardından hemen 5'e çıkardığımız haftalık sefer sayımızı uzunca bir süredir 6 sefer olarak yapıyoruz. Hedefimiz Ankara ve İzmir gibi önemli şehirlerimizi de katarak bu sayıyı en az haftada 8'e çıkarmak.

İstanbul’u bir hub olarak düşündüğümüzde hangi rotalarda ilerliyorsunuz?

Bizim kargo uçağı operasyon merkezimiz Frankfurt Havalimanı. Biz buradan Frankfurt’a uçuyoruz ve oradan kargoların 300’ün üzerinde destinasyona dağılımını sağlıyoruz. Bu dağılım kargo uçakları ve büyük gövde yolcu uçaklarıyla da oluyor.

Türkiye’den hedef pazarlarımız ağırlıklı olarak Batıya yönelik. Mevcut durumda Türkiye’den Güney, Kuzey ve Orta Amerika çok yoğun olduğumuz rotalar. Hatta Frankfurt merkezimizden bazı noktalara Amerika merkezli hava yollarından bile daha fazla kargo seferimiz olduğu oluyor. Ve tabii ki başta Almanya, bütün Avrupa hedef pazarlarımız. Şunu belirtmeliyim ki Lufthansa Cargo kaliteli servisiyle bilindiğinden özellikle özel kargolar ve hızlı servis isteyen partnerlerimiz globaldeki bütün noktalarda bizim çok geniş uçuş ağı ve kapasitemizi kullanıyor.

Müşteri profili veya kargo türü veya elleçleme noktasından baktığımızda ürünler belli kategoriler oluşturuyor mu, yoksa çok geniş bir yelpazede mi taşıma yapıyorsunuz?

Aslında şöyle oluyor; baktığınız zaman hava kargo lojistik modları ambulans servisi gibi düşünülebilir. Acil ulaşması gereken kargonuz veya değer olarak yüksek değerli bir kargonuz varsa ve başka modlarda risk gördüğünüz gönderiniz olacaksa o zaman farklı bir modla yollamayı tercih etmezsiniz, doğal olarak hava kargoyu seçersiniz. Zaten bu tarz gönderilerde hava kargo her zaman birinci tercih olarak seçilir. Çünkü mal yetişmez, cezalar gündeme gelir ve gönderici-alıcı firma hava kargo tercihine geçer ve hava kargo bu anlamda kurtarıcı olur çoğunlukla. Özellikle pandemi döneminde ve sonrasında hava kargonun öneminin hem göndericiler hem alıcılar hem de karar vericiler nezdinde ne kadar önemli olduğu bir kez daha kanıtlandı.

Hava kagoda ürün profili de giderek zenginleşiyor, kargo uçakları kadar yolcu uçaklarının kargo kapasiteleri de önem kazanıyor. Bu süreci genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Havacılıkta çok geniş yelpazede kargo taşıma hizmeti vardır. Biraz farklı ama çarpıcı örnek olması için betimlemek gerekirse sirk hayvanlarından ki büyük gövde uçaklarla taşırız, çok değerli sanat eserlerine, takılar ve banknotlardan hayati önem arz eden organ taşımalarına, aşırı özenle taşınan cenazelerden, çok sevgili hayvan dostlarımıza kadar çok geniş bir yelpazede taşıma hizmeti sunuyoruz. Son dönemde ise yine pandemi şartlarının büyük ivme kazandırdığı e-ticaretin payının hızla arttığı gözlemleniyor. Çünkü hızlı ama ekonomik bir modda taşınması gereken ürün olduğundan e-ticaret kapsamında çok çeşitli sayıda ürün öne çıkıyor. Kargoda ise çok geniş yelpazede diğer bazı ürünleri de öne çıkarabilirim. Pandemi döneminde yolcu uçaklarının seferden çekilmesi ile kapasite sıkıntısı had safhaya ulaştı. Kargo uçakları kapasitelerinin yetersiz kalması ve özellikle maske, aşı vb sağlık ürünlerine olan aşırı talep farklı ve yaratıcı çözümleri de  beraberinde getirdi. Yine bir örnek verirsek, Çin-Avrupa arasında sadece Lufthansa Cargo için, koltukları sökülmüş çok sayıda Airbus 330 ve A 350 çift koridorlu yolcu uçağı da devreye sokuldu. Maske, ilaç ve aklınıza gelebilecek pandemi döneminde gerekli medikal ekipman ve malzemelere ve aşıya talep o kadar yoğun oldu ki bu alanda yeni ürün geliştirerek standartlarını ayrıca belirledik. Pandemi döneminde bu hassas taşımalar hayati önem kazandı ve kargo uçakları seferlerine ek olarak adını Yolcu/Kargo uçağından kısaltma ile “Preighter” diye koyduğumuz bu koltukları sökülmüş kargo için kullanılan uçaklarla sadece Çin'den Avrupa'ya haftada sayısı 30’a çıkan seferler yaptık.

Görüşmenin bu bölümünde Türkiye pazarına yönelik hedeflerinizden de kısaca bahsedebilir misiniz?

Yeni kısa mesafe kargo uçağı kararı Airbus 321F ile verildikten sonra bizim Türkiye'deki hedeflerimiz iyice şekillenmeye başladı. Türkiye pazarında Türk Hava Yolları’ndan sonra ilk sefer yapan yabancı hava yollarından - muhtemelen ilk - olduğumuzu da dikkate alırsak Lufthansa için Türkiye'nin önemi ortadadır.

Türkiye'deki hedefimiz pazar payımızı arttırmak, bu hedefte tabii ki kargo uçaklarımızın payı yadsınamaz, ancak bir diğer faktör de yolcu uçaklarının kargo kapasiteleri. Turizm ivme kazandıkça bizim yolcu uçakları seferlerimiz de artıyor ve bence daha da artacak. Ancak bir diğer önemli faktör olarak da Lufthansa Cargo'nun satış sorumluluğunu üstlendiği SunExpress uçaklarının dış hatlardaki kargo kapasitesinin kullanım hakkı diyebilirim. Lufthansa Cargo ve SunExpress olarak B737 uçakları ile Antalya cıkışlı haftada ortalama 200 sefer, İzmir’den 150 ve en az 50 ve 100 arası sefer de Ankara'dan yapıyoruz. Sefer sayılarının yeni sene ile birlikte artacağı müjdesini müşteri ve partnerlerimize duyurmaya başladık.

Sürece teknoloji boyutundan baktığımızda dijitalleşmede ve sürdürülebilirlik konusunda nasıl bir yolculuk içindesiniz ?

Bakıldığı zaman elleçleme merkezini ikiye ayırabilirsiniz. Frankfurt merkezi bizim ana elleçleme merkezimiz, ana Hub’ımız. Çünkü bütün kargo uçakları orada toplanıyor. Lutfhansa’nın yolcu uçaklarının yaklaşık yüzde 60-70’i de oradadır. Ayrıca kamyon networkünün yüzde 80’i de Frankfurt’a akar ki o nedenle çok önemlidir. Frankfurt elleçleme merkezimizde yenileştirme projemiz bütün hızıyla devam ediyor. Dijital hedeflerimiz de sürdürülebilirlik ile paralellik gösteriyor, en çarpıcı örnek eAWB hedefimiz olan yüzde 100’e geçen ay ulaştık ve özellikle transit gönderilerde sıfır kağıt kullanılıp tamamen dijitale geçtik.     

Sustainability yani sürdürülebilirlik alanında da çok önemli hedeflerimiz var. Aslında birçok Avrupalı ve küresel iş yapan firma gibi bizim de karbon salınımını sıfırlama hedefimiz var. Lufthansa Group ve Lufthansa Cargo olarak 2030'a kadar karbon salınımını yüzde 50’ye indirip, 2050'de de yüzde 100 karbon nötr olma hedefine odaklanmış durumdayız. Ancak ne yaparsanız yapın en önemli adımlar yerde değil havada alınacak önlemler ki bunların başında mevcut filoyu daha az yakıt sarfeden yeni nesil uçaklarla değiştirerek yakıt tüketimini azaltmak ve SAF (Sustainable Aviation Fuel)  ile çeşitlendirmek geliyor. Orada da SAF, sürdürülebilir havacılık yakıtı“ diye çevirebileceğimiz yakıt çeşidi öne çıkıyor. Biyolojik ve sentetik olarak üretilen bu tarz yakıtların kullanımının artması, nihai hedef olan karbon salınımını sıfırlama yolunda en önemli adımlardan biri olarak değerlendiriliyor. Yine aynı hedef doğrultusunda biz de birçok partnerimizle anlaşmalar yaptık, belirlenen hatlarda onların da katkısını alarak sadece/kısmen bio veya sentetik yakıt kullanılıp ortak sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşabileceğiz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA