26 Nisan 2024
  • İstanbul16°C
  • Ankara20°C

“Lojistik Mevzuat Doğru Bir Çerçevede Çizilmeli ve Öncelikli Gündem Olmalıdır”

Lojistik hizmetlerde yüksek belge ücretleri veya iş yapmayı zorlaştırıcı mevzuatlar lojistik hizmet sağlayıcıların işlemlerinin etkinliğini düşürmektedir.

“Lojistik Mevzuat Doğru Bir Çerçevede Çizilmeli ve Öncelikli Gündem Olmalıdır”

05 Ağustos 2022 Cuma 10:23

Bunun yerine serbest rekabet ortamında hizmet kalitesini artırmaya yönelik kalite ve verimliliği özendirecek doğru kontrol mekanizmaları oluşturulmalıdır.

Lojistik hizmetlerin geliştirilmesi, ülke ekonomisine etkilerinin doğru şekilde değerlendirilebilmesi ve azami faydanın sağlanabilmesi, kamu otoritesi tarafından yürütülecek bütüncül bir planlama faaliyeti ile mümkün olabiliyor. Lojistik hizmetler ile ilgili mevzuat düzenlemeleri Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ve yerel yönetimlere yetki ve görevler tevdi ediyor. Lojistik hizmetleri ile ilgili düzenlemelerde kamu kurumlarının yanı sıra özel sektör ve akademi de sorumluluk sahibi.

Son yıllarda çevresel farkındalığın artmasıyla birlikte, birçok sektörde olduğu gibi lojistik sektörü de faaliyetlerini çevrecilikle ilgili gelişmeleri dikkate alarak planlamakta ve bu anlamda iş süreçlerinde değişimlere gidiyor. Tedarik zinciri yönetimde, yeşil lojistik faaliyetleri (yeşil satın alma, yeşil üretim, yeşil dağıtım ve pazarlama, yeşil paketleme, tersine lojistik) gittikçe önem kazanıyor. Yeşil lojistik uygulamaları gittikçe önem kazanmasına rağmen, birçok işletme bu faaliyetlerin maliyetleri arttırdığını ve hukuki zorunluluklar olmadıkça yapılmasının gerekli olmadığını düşünülüyor.

Gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye için yeşil lojistik kavramı henüz sıkı standartlarla belirlenmediğinden, işletmelerin yeşil lojistik prensiplerine uygun olup olmaması zorunluktan çok, kendi tercihlerine bırakılıyor. Bu bağlamda gerekli yasal mevzuat düzenlemelerinin yapılması yeşil lojistik uygulamalarının yaygınlaştırılması için atılacak en önemli adımdır.

Lojistik mevzuatı sadece lojistik merkezleri hedeflenmemelidir, lojistik sektörünün tüm paydaşlarını koordineli ve organize bir şekilde kapsamalı. Bu mevzuatın yürütülmesi farklı bakanlıkların yetki alanlarına giriyorsa sürecin başlangıcından itibaren bakanlıklar koordine edilmelidir. Mevzuat lojistik sektörü girişimcilerine yeni ve yüksek belge ücretleri, işe giriş zorlukları getirmemelidir.

Lojistik işletmelerinin ölçeklerini büyütmesini sağlayacak mevzuat ve uygulama kolaylıkları sağlanmalı ve karayolu taşımacılığında yetersiz denetim mekanizmaları nedeniyle yabancı TIR’lar ile Türk TIR’ları arasında ortaya çıkan rekabet eşitsizliğini önleyecek denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır.

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Ayşem Ulusoy’la lojistiğe ilişkin mevzuatları ve lojistik gündemini konuştuk.

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Ayşem Ulusoy

“Türkiye’nin kendi lojistik potansiyelinin yanı sıra; Karadeniz Bölgesi ve Orta Asya başta olmak üzere yeniden canlanma yolunda olan tarihi İpek Yolu lojistik pazarı da düşünüldüğünde ülkemizin sahip olduğu lojistik avantajın büyüklüğü açıkça görülmektedir.” diyen Ayşem Ulusoy, “Türkiye’de turizmden sonra en fazla potansiyeli bünyesinde barındıran ikinci hizmet sektörü olarak lojistik sektörünün ön plana çıktığını da düşünürsek bu konudaki yatırımların sağlanması ve gerekli teşviklerin yaratılması kanunların tasarlanması ve hayata geçirilmesi ile mümkündür. Ayrıca sektörümüz özelinde, tespit edilen ulusal ve uluslararası sorunların ortadan kaldırılması ve uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerimizin yasalarımıza uyumunun sağlanırken sektörümüzü koruyan, teşvik eden bir çerçevede olması da son derece önem arz etmektedir. Bununla beraber özellikle gümrüklerde uluslararası entegrasyonun da tamamlanması gerekmektedir. Bu entegrasyon ile transit ticaretin de kolaylaştırılması sağlanacak ve katma değerli hizmetlerden sağlanan girdi yükselecektir.

İşte bu sebeple lojistik mevzuatın doğru bir çerçevede çizilmesi öncelikli bir gündem olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca lojistik mevzuatın çerçevesinin kamu kurumları, STK’lar ve özel sektör temsilcileri ile yapılandırılması şarttır.” dedi.

Ulusoy sözlerine şöyle devam etti: “Lojistik hizmetler ile ilgili mevzuat düzenlemeleri Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ve yerel yönetimlere yetki ve görevler vermektedir. Lojistik sektörünü düzenleyen mevzuat kapsamında yetkilendirme yaklaşımı sıkıntılar yaratmaktadır. Sektöre girebilmek için gerekli şartlar, Avrupa pratiklerindeki gibi mesleki ve mali yeterlilik ve itibar odaklı olmak yerine sektör giriş ve taşıt kart ücretler ile belirlenmiştir. Lojistik sektöründen toplanan bu ücretler hem sektörü zor duruma sokmakta hem de haksız rekabet yaratarak sektördeki kar marjlarını azaltmaktadır. Lojistik hizmetlerde yüksek belge ücretleri veya iş yapmayı zorlaştırıcı mevzuatlar lojistik hizmet sağlayıcıların işlemlerinin etkinliğini düşürmektedir. Bunun yerine serbest rekabet ortamında hizmet kalitesini artırmaya özendirici mevzuat ve sadece ceza vermeye yönelik değil kalite ve verimliliği özendirecek doğru kontrol mekanizmaları oluşturmalıdır.”

“Lojistik mevzuatı sadece lojistik merkezleri hedeflememelidir, lojistik sektörünün tüm paydaşlarını koordineli ve organize bir şekilde kapsamalıdır.” diyen Ulusoy, “ Mevzuatın yürütülmesi farklı bakanlıkların yetki alanlarına giriyorsa sürecin başlangıcından itibaren bakanlıklar koordine edilmelidir. Mevzuat lojistik sektörü girişimcilerine yeni ve yüksek belge ücretleri, işe giriş zorlukları getirmemelidir. Lojistik işletmelerinin ölçeklerini büyütmesini sağlayacak mevzuat ve uygulama kolaylıkları sağlanmalıdır.” şeklinde konuştu.

“Lojistik merkezler büyük önem taşımaktadır”

2023 hedefi kapsamında lojistik merkezlerin önemi ile ilgili bilgi veren Ayşem Ulusoy, “Lojistik merkez, ulaştırma ağı içerisinde bulunan ve farklı lojistik faaliyetlerin farklı operatörler ve hizmet sağlayıcılar aracılığıyla gerçekleştirildiği toplama ve dağıtım noktasıdır. Türkiye’nin lojistik altyapısını destekleyecek yatırımlar, ayrılmış özel bölgelere sağlanan üstünlükler sayesinde lojistik hizmet kalitesi ve maliyetler olumlu yönde değişebilir. Bu nedenle lojistik merkezler büyük bir önem taşımaktadır.

Lojistik merkezlerden satın alınacak hizmetlerde en büyük ağırlığın demiryolu üzerinde yoğunlaştığını; bunun yanı sıra gümrük işlemleri, kamu hizmetleri, depo, maliyet, rekabet gibi kavramların ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Kurulacak ve mevcut lojistik merkezlerin işletici firmalarının ortaklık yapılarında Avrupa’daki lojistik merkez örnekleri incelenmelidir. Lojistik merkezler, konuma göre özellikle ihraç ürünlerinin yoğunlaştığı endüstri bölgeleri ile OSB’lere yakın olmalı ve merkezlerin mutlaka demiryolu bağlantıları olmalıdır.” dedi.

Lojistik merkezlerin konumlandırılacağı fiziki alanlar değerlendirilirken; mevcut ve planlanmış intermodal bağlantılar ve en fazla sayıda taşıma moduna olan yakınlıklar dikkate alınmalı, taşıma ağları, olası çevre kirliliği, işgücü piyasası, inşaat maliyetleri, dağıtım ve toplama merkezi olma özelliği gibi unsurların da göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizen Ulusoy, “Lojistik merkezler çoklu ulaşım ağları ile entegre edilerek hızlı, verimli, düşük maliyetlerle süreçleri yönetebilme olanağı sağlaması açısından ciddi imkanlar yaratmaktadır. Bu nedenle limanlarımızın, istasyonlarımızın, multimodal taşımalara olanak sağlayacak imkân ve kabiliyetlere cevap verecek nitelikte tasarlanması ve bu modellere uygun işletilmesi gerekmektedir.” dedi.

Lojistik merkezlerin gelişimi için UTİKAD olarak uzun yıllardır demiryolu ağının lojistik merkezlere bağlanmasını sağlayacak altyapı yatırımlarının kamu teşviki mekanizmaları ile hayata geçirilmesini önemsediklerini ve Türkiye’nin kısa-orta vadede bu adımları atması gerektiğini düşündüklerini kaydeden Ulusoy, özellikle pandemi sürecinin tüketim alışkanlıklarında yarattığı değişim ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sektörün dünya ticaret yolu haritasını yeniden çizmeye zorladığı şu günlerde lojistik merkezler, üs olma hedefinin gerçekleşmesini ve ön görülen 2023 ihracat rakamlarına erişilmesini sağlayacaklarını sözlerine ekledi.

Etiketler: ,
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA