07 Kasım 2024
  • İstanbul13°C
  • Ankara5°C

Ekol Gelecek Nesillere Daha Yaşanabilir Bir Dünya Bırakmak İçin Çalışıyor

Ekol Lojistik, müşterilerinin beklentisinin ötesinde yeşil performans gösteren markaların başında geliyor.

Ekol Gelecek Nesillere Daha Yaşanabilir Bir Dünya Bırakmak İçin Çalışıyor

08 Temmuz 2022 Cuma 11:53

2014 yılında, Türkiye’de Yeşil Ofis Diploması alan ilk lojistik firması olmayı başaran Ekol, çevreci, doğaya saygılı bir taşımacılık modeli olan intermodal’da hatlarına her geçen gün yenilerini ekleyerek hizmet ağını genişletmeye devam ediyor. Ekol Türkiye Ülke Müdürü Arzu Akyol Ekiz, lojistik sektöründe ki tüm yatırımlarda doğaya saygılı, çevreci bir yaklaşım gözetilmesi daha iyi bir dünyaya ulaşmak için şart olduğunun altını çizdi

Son dönemde sektörde “yeşil lojistik” konusu öne çıkıyor. Yeşil lojistik uygulamalarınız hakkında bize neler söyleyebilirsiniz?

Ekol’de yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında; 2007‘den bu yana Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi imzacıları arasında yer alarak, gönüllülük esası ile yer aldığımız bu inisiyatifle birlikte; her yıl İlerleme Raporu yayınlıyoruz. Aynı zamanda 2012’den itibaren Kurumsal Karbon Ayak İzini uluslararası standartlara göre hesaplayıp müşterilerimizin tedarik zincirinde yarattığı değeri sistemsel raporluyoruz. Lojistik faaliyetlerimizde ve yatırımlarımızda çevreye karşı son derece duyarlı hareket ediyoruz.

Düşük karbonlu teknolojiler ve ekipmanlarla donanmış filo ve liman yatırımlarımızla hizmet ağımızı genişletiyoruz.  Enerji ve çevre tasarımında liderlik yaklaşımı ile geliştirerek devreye aldığımız LEED Sertifikalı tesislerimize, yeşil liman ve ofislerimize yaptığımız yatırımlarımıza devam ediyoruz.

Ekol Türkiye Ülke Müdürü Arzu Akyol Ekiz

Taşımacılık faaliyetlerimizin yanı sıra ciromuzun ikinci en büyük hizmet alanı olan depolamada da yenilenebilir ve temiz enerji(GES) kaynakları kullanıyoruz. Bu sayede tüm değer zincirimizdeki karbon emisyon salımını azaltmış oluyoruz.

Bu yatırımlarımıza biraz daha yakından bakacak olursak;  215 bin m2’lik kapalı alanı ile Avrupa’nın en büyük depolama alanlı yeşil tesisimiz Lotus’ta çatı Güneş Enerji Santrali projemizi devreye aldık. 40 bin metrekarelik solar panellerle tesisimizin enerji ihtiyacının yüzde 70’ini sürdürülebilir enerji kaynaklarından karşılıyoruz. Böylelikle 2 bin 400 hanenin bir yıllık elektrik tüketimiyle eş değer olan bu kazanımımızı GES yatırımlarımız ile geliştirmeye devam ediyoruz.  2014 yılında, Türkiye’de Yeşil Ofis Diploması alan ilk lojistik firması olmayı başaran Ekol, çalışma alanlarının tamamını Yeşil Ofis programına uygun bir şekilde kuruyor. Ayrıca çevreci, doğaya saygılı bir taşımacılık modeli olan intermodal’da hatlarımıza her geçen gün yenilerini ekleyerek, hizmet ağımızı genişletiyoruz.

Ekosisteme katkı için iş yapış tarzımızı dönüştürmeye devam ederken, Avrupa Yeşil Mutabakatı sonrası ivme kazanan iklim krizi ile etkin mücadelede; BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından en kritiği olarak önceliklendirdiği "13 İklim Eylemi" amacına katkı sağlamak için, tüm operasyonlarımızın ve değer zincirinin odağında, “2020 yılına ait verilerle Kurumsal Karbon Ayak İzimizi,  uluslararası ISO 14064:2018 -1 standardına göre güncelledik. 2021’de ilk kez gönüllülükle yer aldığımız CDP Climate Change  “CDP’ de İklim Değişikliği kategorisinde, gerçekleştirdiğimiz raporlamamızda Avrupa ortalamasına eşdeğer , lojistik sektör ortalamasının ise üzerinde bir performans ile B ‘Yönetim’ Seviyesinde derecelendirilen ilk firma olduk. CDP Değer Zinciri Programı kapsamında, Tedarikçi İlişkileri kategorisinde ise, “A” derecelendirme notunu alarak “Global Liderler” arasına girdik. Bu başarıyı devam ettirmek için 2022 yılı CDP raporlama aksiyonlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.

Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat ile iklim krizine karşı etkin mücadelede yeni bir ekonomik sistem yaratıyor. Buna uyum yönetimi kapsamında birçok öncü çalışma yürütüyoruz. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat gereği 2030’a kadar emisyonların yüzde 55 azaltılması, 2050’ye kadar da İklim Nötr  kıta olma hedefine ulaşılması için aksiyonlarımızı almaya başladık. 2030 yılına kadar 2020 baz yılı karbon emisyonlarımıza kıyasla; toplam emisyonlarımızı (Kapsam 1-2 ve 3) toplam ciro başına (tCO2e/ ciro EUR) yüzde 55 azaltmayı, Avrupa’da dolaşımda olan araçlardan kaynaklı toplam emisyonumuzu yüzde 75 azaltmayı hedefliyoruz. 2050 yılında da karbon nötr hedefimize ulaşmak için; Bilim Temelli Hedefler Girişimi (Science Based Targets) süreçlerine de geçmeyi programımıza alıyoruz.

Bu regülasyonlardan öncelikli etkilenecek; emisyon yoğun üretim yapan sektörler baştayken, lojistik sektörü olarak henüz doğrudan böyle bir regülasyona dahil değiliz ama bunun için bekleyemeyeceğimizi biliyoruz. İhracatımızın yüzde 50’sini Avrupa’ya gerçekleştiriyoruz. Faaliyette bulunduğumuz 13 ülkenin 12’si Avrupa’da. Düşük karbonlu hizmet üretmek, bizim için ticaretin bir şartı haline geldi.

Şirket olarak “yeşil lojistik” stratejinizin temellerini neler oluşturuyor?

Toplumun, kaynaklardan daha hızlı büyüdüğü günümüzde; ortak değer yaratmanın, sektörler ve endüstriler arası işbirliğinin ve değişimin öneminin farkındayız. “Ekosisteme” katkı için iş yapışımızı dönüştürmeye devam ediyoruz. Amacımız; bulduğumuz dünyadan daha iyisini bırakmak konusunda üzerimize düşenleri yapmak. Tüm çalışmalarımızla dünyanın en iyisi değil, dünya için en iyisi olan şirketlerden birisi olup örnek olmak. Bunun için Ekol ailesi olarak tüm gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Dünyanın hepimizin olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz.

Lojistik faaliyetlerimizde doğal kaynakları en uygun şekilde kullanarak, daha sürdürülebilir iş modelleri geliştirmek için çalışıyoruz. Ekosisteme saygılı iş süreçleri ve projeler geliştirerek sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak birincil önceliklerimiz arasında yer alıyor. Şirketlerin gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için üzerine düşen görevi yerine getirmesine olan inancımız ile iş modellerimizi ve süreçleri çevreye duyarlı olarak düzenlerken çalışanlarımızın da bilinçlenmesine katkı sağlayacak projeler yürütüyoruz.

Doğal kaynakların verimli kullanılması, atık miktarlarının azaltılması ve geri dönüştürülmesini hedeflediğimiz sürdürülebilirlik yolculuğumuzda, 2022 yılı Şubat ayı itibarıyla 10 tesisimiz için Sıfır Atık Belgesi alarak toplam 725 bin metrekarelik alanda sıfır atık sistem kurulumuna ulaştık.

Yeşil lojistik alanında ilkler arasında sayılıyorsunuz, bu taşıma şekline neden öncelik veriyorsunuz?

Ekol, intermodal taşımacılığı 2008 yılında hayata geçirerek sektöründe öncü bir rol oynadı. Operasyonlarımızın yüzde 65’ini taşımacılık oluşturuyor. Bunun da yüzde 85’ini intermodal ile gerçekleştiriyoruz.

Avrupa'da önde gelen operatörlerden olduğumuz intermodal ağımızla sadece Avrupa'daki en büyük filolardan biri olan karayolu araçlarımızı kullanarak değil, bunların yanında firmamıza ait 45" konteyner ve swap body ekipmanlarımızı da devreye sokarak, mevcut ticari bölgeler arasındaki yük dengesizliklerinden en az etkilenecek şekilde operasyonlarımızı geliştiriyoruz. Avrupa'da kurulu seksenin üzerinde özmal ofis, terminallerimiz ve geniş acenta ağımızla da çift yönde satış ve iş geliştirme faaliyetlerimizi sürdürüp, en verimli şekilde ve müşteri odaklı olarak hizmet veriyoruz.

Yalova Limanı’ndan Trieste’ye ve Alsancak Limanı’ndan Trieste ve Sete’ye ulaşan Ekol’a ait treylerler ve konteynerlerle karşılıklı blok tren seferleri üzerinden yükleri Trieste’den Almanya Köln, Ludwigshafen, Belçika Zeebrugee, Kiel veya Çekya Ostrava terminallerine, Sete’den blok trenlerle Paris’e, karayoluyla ise İspanya, Portekiz ve Batı Avrupa ülkelerine taşıyoruz.

Müşterilerimize daha kaliteli, sürdürülebilir, düşük maliyetli ve verimli hizmet sunduğumuz intermodal taşımacılık modeli ile ihracatçılarımıza avantaj sağlarken birçok küresel marka ile çözüm ortağıyız. Binlerce konteyner malzeme, bitmiş mamul, endüstriyel ve tüketici ürünlerini her gün taşıyarak dünyanın en iyi bilinen şirketlerinin ve markalarının büyük bir çoğunluğuna intermodal hizmet veriyoruz.

Ayrıca intermodal taşımacılık kapsamında sunduğumuz çevreci çözümlerle karbon salımı, yakıt tüketimi ve gürültü kirliliğinde ciddi oranlarda azalma sağlıyoruz.

Türkiye’deki taşımacılık ve lojistik firmaları sizce Yeşil Lojistik konusunda yeterli düzeyde mi? Eğer değilse neler yapmalılar?

İş modellerinin ve süreçlerin çevreye duyarlı olarak düzenlenmesi geleceğimiz için kaçınılmaz bir zorunluluk. Yaşadığımız kötü tecrübelerden de bir kez gördüğümüz üzere iklim krizi hepimizi tehdit ediyor. Lojistik sektörünün de bu bilinç içerisinde hareket ederek tüm yatırımlarda doğaya saygılı, çevreci bir yaklaşım gözetmesi daha iyi bir dünyaya ulaşmak için şart. Ülkemizde birey, kurum ve kuruluşların çevreye karşı olan sorumluluk bilincinin hala gelişmekte olduğuna ve bu yolculukta ivmenin artması gerektiğine inanıyoruz. Her ne kadar bu yönde kamu ve özel kuruluşlar tarafından alınmış aksiyonlar olsa da bunların henüz gerekli seviyede olmadığının ve gerekli hızlılıkta adımlar atılmadığının altını çizmek isteriz. Bu çalışmaları daha genele yaymak ve projelere katılımları artırmak için kamu tarafından yasal düzenlemeler yapılması ve gerekli yaptırımların uygulanması bununla birlikte teşvik ve fonların artırılması gerekiyor. Yapılan işin içeriğine göre verilen yetki belgeleri kriterlerinin başına çevreye ilişkin yapılacak olan çalışmaları içeren maddelerin eklenmesi ve sorgulanması, iyi uygulamaların ise yaygınlaştırılması için özel platformlar oluşturularak özendirilmesi gerekiyor.

Lojistikçilerin iş modellerini daha sürdürülebilir iş modellerinden olan intermodal gibi ulaşım yöntemlerine kaydırması, filo yatırımlarını elektrikli, hidrojen teknolojili araçlara dönüştürmesi, HVO gibi biyoyakıt uygulamaları geliştirmesi ve bu alanlara daha çok yatırım yapması gerekiyor. Lojistik merkezlerinde; temiz ve yenilenebilir enerji yatırımlarına (GES, RES)  hız kesmeden devam edilmesi önemli. Ayrıca lojistik sektöründe çevik yaklaşımla sistemleşme, dijitalleşme ve Ar-Ge faaliyetleri en önemli konular olarak karşımıza çıkıyor. Sürdürülebilirlik konusunda da şirketlerin geleceğin gerisinde kalmamak için sürdürülebilir Ar-Ge yatırımları yapmalarının şart olduğunu düşünüyorum.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA