25 Nisan 2024
  • İstanbul24°C
  • Ankara24°C

Alışan Lojistik Müşterilerine Hizmet Sunarken Çevresel Koşullara En Uygun Lojistik Uygulamaları Tercih Ediyor

Geleceği şekillendirmenin ancak geleceği inşa etmekle mümkün olabileceği felsefesinden yola çıkan ve sektöre yön veren Alışan Lojistik,

Alışan Lojistik Müşterilerine Hizmet Sunarken Çevresel Koşullara En Uygun Lojistik Uygulamaları Tercih Ediyor

08 Ağustos 2022 Pazartesi 16:37

2005 yılından itibaren SQAS (Sürdürülebilirlik için Güvenlik ve Kalite Değerlendirmesi)’nin tüm ölçümleme gerekliliklerini ve vaatlerini eksiksiz bir şekilde yerine getiriyor. 

Yeşil lojistiğin gerek starteji belirlemede gerekse rekabet avantajı yaratmada önemli birer aktör konumuna geldiği günümüzde Alışan Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Damla Alışan’a yeşil lojistik konusunda sorularımızı yönlendirdik.

Son dönemde sektörde “yeşil lojistik” konusu öne çıkıyor. Yeşil lojistik uygulamalarınız hakkında bize neler söyleyebilirsiniz?

İklim krizi ve Yeşil Mutabakat tüm dünyada en öncelikli gündemlerden biri haline geldi. Bu noktada lojistikçilere de, sürdürülebilir bir dünya için büyük görevler düşüyor. Avrupa Birliği’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde hayata geçireceği “sınırda karbon düzenlemesi” kimya, lojistik gibi birçok sektörün sürdürülebilirliğe yönelik gerekli değişiklikleri yapmasını mecburi tutacak gibi gözüküyor. Kurumsal vatandaşlık çerçevesinde de büyük markalar bu düzenlemeleri yapan lojistik şirketlerini tercih edecektir. Alışan olarak bu konu bizim için çok hassas. Zira biliyorsunuz atıkların azaltılması ve bunların çevreye zarar verilmeden bertaraf edilmesi konusunda da uzun süredir hassas çalışmalar yürütmekteyiz. 

Alışan Lojistik’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Damla Alışan

2010 yılından günümüze kadarki süreçte müşterilerimize hizmet sunarken; çevresel koşullara en uygun lojistik uygulamalarını hem kendi bünyemizde hem de tedarik zincirindeki iş ortaklarımızla hayata geçirmeye özen gösterdik. Kimyasal madde taşıyan tankerlerin çevreye zarar vermeden yıkanmasını sağlayan ilk tank temizleme tesisini 2005 yılında Avrupa Birliği standartlarında hizmete biz açtık. Eş zamanlı olarak ülkemiz lojistik ve kimya firmalarının kullanımına sunduk. Aynı şekilde ilgili mevzuatın çıkartılması konusunda da önemli katkılarımız var. Tüm bu çalışmalarımızın sonucunda, Dünya Sağlık Örgütü desteğiyle kurulan ‘Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’ tarafından ‘Çevreci Tesis Ödülü’ne layık görüldük.

Ayrıca, uzun süredir bu konuyla ilgili lobi çalışmalarının yoğun şekilde içindeyiz. Örneğin; KTTD (Kimyasal Taşıma Araçları Temizleyicileri Derneği)’nin de kurucusuyuz ve bu önemli konunun takipçisi olmaya devam etmek amacıyla, Alışan Lojistik olarak derneğin Yönetim Kurulu’nda hala aktif bir şekilde yer almaktayız.

Şirket olarak “yeşil lojistik” stratejinizin temellerini neler oluşturuyor?

Bildiğiniz gibi, işe uluslararası karayolu taşımacılığı ile başlayan bir markayız. Ancak, bizi farklı kılan, kurulduğumuz günden bu yana birçok sektörün yanı sıra ağırlıklı olarak hızlı tüketim malları (FMCG) ve kimya sektörlerine hizmet sunmaya devam etmemiz. Bu sebeple, kimya sektörünün en önemli başlıklarından biri olan tehlikeli kimyasalların elleçlenmesi, taşınması ve depolanması konusunda çok ciddi bir uzmanlığımız, altyapımız, halen sürmekte olan yatırımlarımız ve başarılı bir çalışma modelimiz bulunmaktadır. Başta SQAS ve ADR olmak üzere uluslararası standartlar ve yasal mevzuatlar düzeyinde süreçlerini yöneten şirketimiz, bu dönemde de, ancak bu dönemden bağımsız olarak, staretjilerini ve yatırımlarını bu temel üstüne planladı.

Yeşil lojistik alanında ilkler arasında sayılıyorsunuz, bu taşıma şekline neden öncelik veriyorsunuz?

“İyi Kurumsal Vatandaş” olan her markanın yapması gerekeni yapıyoruz aslında. Yaşadığımız dünyayı sonraki nesillere daha yaşanabilir şekilde bırakmak için elimizi taşın altına koyuyoruz.  Bu çerçevede Alışan Lojistik olarak, 2005 yılından itibaren SQAS (Sürdürülebilirlik için Güvenlik ve Kalite Değerlendirmesi)nin tüm ölçümleme gerekliliklerini ve vaatlerini eksiksiz bir şekilde yerine getiriyoruz.

Lojistik süreçlerinde risk yönetimi konusunda en önemli araç olan SQAS’de kuruluş, kalite, güvenlik, sağlık, çevresel uyum ve sosyal sorumluluk olarak birçok farklı yönden ele alınır. SQAS, değerlendirilen firmaya sadece bir sertifika sağlamakla kalmaz, kimya endüstrisi firmalarının, tedarikçilerini değerlendirebileceği ve seçim yapabileceği detaylı bir rapor oluşturur. Değerlendirmelerin sonuçları Avrupa Kimya Sanayi Konseyi (CEFIC) ana sayfasında yayınlanır ve CEFIC üyesi müşteriler, lojistik kuruluşlarının SQAS değerlendirmesi hakkında bu sayfadan bilgi edinebilir. Biz de Alışan Lojistik olarak 2021 yılının Kasım ayında 6. defa denetlenerek kimyasal maddelerin elleçlenmesinden, taşınmasına ve depolanmasına kadar olan süreçlerin tamamında sunduğumuz hizmet konusunda ne kadar ciddi bir uzmanlığımız, altyapımız ve başarılı bir çalışma modelimiz bulunduğunu bir kez daha belgelemiş olduk. Hatta Avrupa ortalamasının çok üzerinde puanlar alarak sistemin en iyi uygulayıcılarından biri olduk.

Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştiren ikinci sektörü olan kimya ve sektörün 2023 hedefinin ise 50 milyar dolar civarında olduğu biliniyor. Tehlikeli madde taşımacılığında beklenen kaliteyi sağlayabilmek için taşıyıcılar, belirlenmiş kanun ve yönetmeliklerden yola çıkılarak başta çevre ve insan sağlığını göz önünde bulundurmak üzere müşteri tatminini hedeflemektedir. Bu bağlamda verilen hizmetin periyodik kontroller ve testlerle güvenilirliğini denetim altında tutulmalıdırlar. Güvenliği sağlamanın ve dolayısı ile kaliteyi arttırmanın bir diğer yolu ise eğitimli insan faktörüdür.

Avrupa Birliği, 2030’a kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 55 azaltma, 2050’de ise karbon nötr olma hedefi doğrultusunda ortaya koyduğu çevre planı Yeşil Mutabakat çerçevesinde, Birliğin karbon ayak izini en aza indirmek için ilave tedbirler geliştiriyor. AB bu hedefe ulaşmak için belirlediği ölçütleri ticari ilişkilerde bulunduğu ülkelere de yayarak fosil yakıt temelli ekonomik modeli tümden değiştirmeyi hedefliyor. Bu bağlamda tartışılan yeni tedbirler arasında “sınırda karbon vergisi” de bulunuyor. Türkiye’yi doğrudan etkileyecek böylesi bir düzenlemeyi bir tehdit değil, ekonomimizi dönüştürmek için bir fırsat olarak görmeli; bu doğrultuda karbon nötr olma vizyonuyla bütüncül bir iklim değişikliği ve yeni bir kalkınma politikası geliştirmeliyiz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA