Turizm sektörüne nazaran fuarcılığın ‘depolanan bir ürün’ gibi algılanmasına bağlı olarak avantajı var gibi görünse de sürece ilişkin sağlıklı bir öngörüde bulunmak mümkün değil. Alanlarında lider fuar diye tabir edebileceğimiz fuarların iptal edilmesi, ilgili sektörlerini çok daha fazla etkileyecektir. Şirketler bu tür fuarlara özel olarak hazırlanırlar ve yeni ürünlerinin, hizmetlerinin ve inovasyonlarının tanıtımını bu tür fuarlara saklarlar. Ayrıca önemli hacimde iş bağlantıları bu fuarlarda sağlanır. Tüm bunlar bir süreliğine rafa kaldırılmıştır. Bu kayıpları sadece ciro kaybı ile açıklamak mümkün değil. Belirli döngüsü veya sezonu olan iş kolları sarılması zor yaralar alacaktır. Zaten bu sebepledir ki, özellikle sektörün dinamosu olan Avrupa bölgesinde devletler tarihte nadiren görülmüş yardım paketleri açıklamak zorunda kalmışlardır. Kimi şirketler sezon kaybedeceklerdir, kimileri müşteri, kimileri ciro, kimileri vitrinlerini. Somut olarak şirket bazında salgının verdiği zarar ancak uzun vadede ortaya çıkacaktır.

Avrupa’da çoğu fuar alanı işletmeciliği kamu desteği gördüğü için bir şekilde varlığını sürdürebilecek. Ancak tedarikçi olan diğer sektör paydaşları özel şirketler oldukları için daha zor bir süreç yaşayacaklar. Bu süreçte sektörler fuarlara ilişkin daha evvel belki ölçemedikleri bazı değerleri ölçme şansına sahip olacaklar ve fuarlara katılım konusunu farklı bir ışığın altında değerlendirecekler.

Fuarların tekrar başlamasına ilişkin kesin tarih verebilmek mümkün değil. Fuarcılığın ana pazarı olan Avrupa’yı izlediğimizde Eylül-Kasım ayları arası için hazırlıkların yapıldığını görüyoruz. Bu süreçte dijital bir dünyada klasik fuarcılığın var olma şansı ve geleceğine dair tartışmalar tekrar canlandı. Bazı şirketler testler yapmış ve dijital fuarlar organize etmeye çalışmıştır. Ancak genel olarak dijital etkinliklerin kısa bir zaman içerisinde fuarların yerini almaları değil de ancak fuarları tamamlayıcı etkinlikler olabileceği ortaya çıkmıştır. Yani fuarlar bundan böyle tüm etkinliklerini dijital ortamlarda da bulundurup müşterileri ile olan ilişkilerini sürekli canlı tutmaya çalışacaklardır. Ancak fuarların en önemli özelliklerinden olan yüz yüze görüşme imkanı, ürünleri görme ve ürünlere temas etme olanağı kısa bir zaman içerisinde teknoloji tarafından alt edilemeyeceğe benziyor.

Bizleri bekleyen uluslararası katılımcı ve ziyaretçiyi tekrar ülkemize çekebilmek gibi sorunlara odaklanabilmek için çok sıkı işbirlikleri, ortak hareket etme kabiliyeti ve maddi manevi kamu desteği gerekli. Bu dönemde gerekli olan pansuman tedavileri değil, orta ve uzun vadeli bir planlama ile ülkemizin fuarcılıkta hedeflerinin belirlenmesi ve bu hedeflere odaklı çalışmaların bir an evvel başlatılmasıdır.”