Volvo’nun Hedefi Enerji Tasarrufu Ve Temiz Çevre

İSVEÇ’İN temel sloganı; ‘her zaman İsveç’. Bunun için markalarına özel yatırım yapan İsveç, Volvo için de aynı derece hassas. Gerek enerji kaynaklarının sınırlılığı gerek enerji kaynaklarına erişim ve maliyete ek olarak çevre kirliliğine yönelik kaygılar da Volvo’nun temel çalışma alanı durumunda. 2007 yılında 7 tür yakıt ile çalışan araçlarını sektör gazetecileri aracılığıyla tanıtan ve deneme sürüşleri yaptıran Volvo, aradan geçen süre sonunda üç yakıt üzerinde yoğunlaşma kararı vermiş bulunuyor. ‘Her zaman İsveç’ olarak varlığını sürdürmenin, sahip olduğu markalarla mümkün olacağının bilincindeki İsveç, farklı markaların da işbirliği içinde olduğu bir dizi çalışma ile vardığı sonuçları, yine sektörün uzman gazetecileri aracılığıyla kamuoyuna tanıttı. Bir yandan da profesyonel kullanıcılar aracılığıyla saha testlerini sürdüren Volvo; hibrit, metan dizel ve DME (dimetil eter) ile çalışan araçlarını gazetecilerin kullanımına sundu.

Volvo Metan Dizele yoğunlaştı

KargoHaber olarak geçtiğimiz günlerde İsveç’in Göteburg kentinde gerçekleşen deneme sürüşlerine katılarak kullandığımız üç farklı enerji kaynaklı araç hakkında Volvo yetkilileri de çeşitli açıklamalarda bulundular. Toplam karbondioksit salınımının yüzde 13.1 oranında taşımacılık faaliyetlerinden kaynaklandığı, bunun da yüzde 6’sının kamyon kaynaklı olduğunu belirten Volvo yetkilileri, alternatif yakıtlar ve verimli enerji kullanımı gibi iki seçeneğin birlikte bulunduğunu belirtti. “Alternatif yakıtlara bakmak gerekiyor ancak enerjiyi verimli kullanmayan yok olacak” gibi iddialı sözlerin ardından biodizel konusundaki soruları yanıtlayan yetkililer, biodizelin dizele göre yüzde 10 daha az enerji ürettiğini, üstelik yakıta yüzde 7’ye kadarlık bir oranda katılabildiğini savundu. Ayrıca tüm kaynaklar biodizel için kullanılsa bile ihtiyacın yalnızca yüzde 3 kadarının karşılanabileceği belirtildi. Ethanol’un da yaygınlaşmayacağını belirten Volvo yetkilileri, “Metan dizele yoğunlaştık. Metan her yerde mevcut. Dizel motorda metan yakmayı başardık. Metan söz konusu olduğunda; doğalgaz oldukça bol, biogaz ise kolay elde edilebiliyor. Doğalgaz, biogazın geçiş köprüsü olabilir. Bir litre LNG (doğalgaz), 20 derecede 630 litre metan gazı oluyor. Metan dizel ile 500 kilometreye kadar yol alınabiliyor. Araçların tankı buna göre yapılmış. Yakıt bitince sürüşe ara vermeden dizele geçilebiliyor ve bu geçiş göstergeden izleniyor”  açıklamasında bulundular. Yetkililerin verdiği bilgiye göre metan dizel, normal dizelden daha zor tutuşan, daha az hareketli bir yakıt. Kaza anında da dizele göre daha az sızıntı olasılığı bulunuyor. Yakıt tankı da iki katmanlı olarak yapılmış. Ancak kapalı ortamlarda sızıntı yaparsa tehlike oluşturuyor. Çok soğuk olduğu için de temas ihtimali olduğunda eldiven ve gözlük kullanmak gerekiyor. Metan dizel yakıt ile çalışan araçlardan 2011 yılında 100 adet üretilecek ve ilk seriler Ağustos ayında banttan inmiş olacak. 2012’de ise bu sayı 400 adede çıkacak. Yalnızca FM kamyonlara uygulanan sisteme sahip araçlar İngiltere, Hollanda, İsveç gibi ülkelerde kullanılacak.

Hibrit ile kendi kendini şarj ve sonsuz enerji…

Volvo hibrit kamyon, 18 - 26 ton arasında yüzde 30 daha az yakıt, sessiz ve elektrik ile çalışırken sıfır emisyon modunda bir araç. Hibrit araçtaki aküyü, fren yaparken şarj etmeyi sağlayan Volvo teknolojisi, bir nevi sonsuz enerjiye ulaşmış bulunuyor. Araç çalıştırılırken doğrudan doğruya elektrik ile çalışıyor ve yüke, hıza, eğime göre dizel motor devreye giriyor. Yalnızca elektrik kullanımı ile bir kilometre dolayında yol alınabiliyor. Ancak elektrik enerjisi, freni kullandıkça yüklendiği için hiç bitmiyor. Bütün tasarımı ve yürüyen aksamı Volvo’ya ait olan bu araç; 1,2 kwh kullanmakla birlikte 4,2 kwh enerji üretme gücüne sahip 600 volt akü ile hareket ediyor. ‘Bu kamyon geliştirilirken en büyük para yazılıma gitti’ diyen Volvo yetkilileri; ‘Hibritlerdeki akü 200 kilo ama sadece yarım litre dizelin enerjisini üretebiliyor. Bu yüzden akülü kamyon hiç olmayacak. Fakat yolların akülü olması halinde ki bu da yakın bir gelecekte mümkün değil kamyonlar da elektrik ile çalışabilir’ görüşünde. Müşterilerde yapılan denemelerde soğuk ülkelerdeki kullanımda akülerin soğuk kalarak veriminin düştüğü saptandı. Artık akülerin verimli çalışması için soğukta ısıtma, sıcakta da soğutma yapılıyor. Sistemin bütünündeki ilave ağırlık 7800 kilogram kadar ve akülerin 6 yıllık ömrü dolduğunda performansı düşebiliyor, değişmesi için de Volvo’ya gelmesi gerekiyor. İstendiği kadar üretilebilmekle birlikte 2011’de 100 adet üretilip 13 ülkeye verilecek. Teknik destek sunabilmek için teknik servis ve sürücü eğitimleri verilecek. Ayrıca toplu halde kullanılmasını tercih ettikleri hibrit araçları satmayıp 5 yıllık ve yüksek faizli tam servis leasingi ile verilmesi hedeflenen araçların ikinci el piyasasının olması da istenmiyor. Hibrit kamyonların gelecekte daha da önem kazanacak olan verimli enerji kullanımına şans tanıdığı gibi çevre için daha da önem kazanacak sessiz olma özelliği de avantaj yaratıyor.

DME (dimetil eter) İle 800 Kilometre Yol

Hem depoda hem de motora giderken ve kullanılırken sıvı halde olmasının avantaj yarattığı belirtilen DME (dimetil eter), Volvo’nun 7 ayrı marka ile birlikte gerçekleştirdiği bir süreçte geliştiriliyor. 460’ar litrelik iki ayrı depoda (depoların üzerinde bir miktar boşluk bırakılarak gaz oluşumuna karşı opsiyon sağlanıyor) bulunan yakıt ile 800 kilometre yol gidilebiliyor. Spreylerde itici gaz olarak uzun süredir kullanılan DME, dizel motorlarda ise sıvılaştırılmış olarak rahatlıkla kullanılabiliyor. Metan üretilebilin her yerde DME de üretilebiliyor olması önemli bir avantaj. Volvo, DME’yi kağıt endüstrisinde bir yan ürün olarak çıkan siyah likörden elde ediyor. Örneğin Çin’de kömürden üretiliyor. Henüz test aşamasında olmakla birlikte DME’nin karbondioksit salınımı, dizele göre yüzde 90 daha az oranda. Yakıtlardan hibrit için şehiriçi, metan dizel için orta mesafe, LNG için de uzun yol tanımı uygun. Römorklu ve yüklü olarak kullanılan araçların her birinde yapılan deneme sürüşleri sırasında normal dizele göre performans değişiklikleri ya da fiziksel farklılıklar algılanmıyor. Ancak hibrit araç kullanımındaki sessizliğin inandırıcılığı elbette oldukça yüksek. Bir de frenleme esnasındaki şarj sayesinde elde edilen enerjinin etkileyici olduğunu söylemek gerekiyor.