UPS Türkiye, Orta Doğu ve Orta Asya Bölge Müdürü Haluk Ündeğer:

“Türkiye Kendisinin Bile Planlamadığı Bir Büyüme İvmesi Yakaladı”

Geçtiğimiz yıl tedarik zinciri ve navlun geliri 8,7 milyar dolara ulaşan UPS’in, Türkiye içindeki operasyonları da her geçen gün büyüyor. Türkiye ekonomisindeki hızlı büyümeye paralel olarak beklentilerin üzerinde bir büyüme gösteren UPS Türkiye, kendi coğrafyasındaki önemini de giderek artırıyor.

Türkiye ekonomisi ve gelişen Türkiye ekonomisi içinde hızla büyüyen UPS Türkiye ile ilgili açıklamalarda bulunan UPS Türkiye, Orta Doğu ve Orta Asya Bölge Müdürü Haluk Ündeğer, Türkiye’nin lojistik potansiyelini de değerlendirdi.

Gerek Türkiye ekonomisi gerekse UPS’in Türkiye operasyonları olarak değerlendirildiğinde 2011 yılının oldukça iyi geçtiğini ifade eden Haluk Ündeğer, dünyanın pek çok ülkesinde büyüme rakamlarının tek haneli gerçekleşmesine karşılık Türkiye’de çit haneli büyümeler görüldüğüne dikkat çekti. Bu gelişmelerin hem Türk ekonomisi hem de UPS adına oldukça olumlu bir gelişme olduğunu vurgulayan Ündeğer, görev alanına giren Orta Doğu ve Orta Asya pazarları ile Türkiye pazarının karşılaştırmasını yaptı.

Orta Doğu’da yaşanan karışıklıklara dikkat çeken Ündeğer, bu karışıklıklar içerisinde önemli bir coğrafya da yer alan Türkiye’nin bölgenin en hızlı büyüyen ülkesi olduğunu kaydetti. Türkiye özelinde bakıldığında belirlen hedef ve ciro rakamlarına ulaşıldığı ve hatta bazı rakamlarda hedeflerin de aşıldığını kaydeden Ündeğer, “Türkiye kendisinin bile planlamadığı bir büyüme ivmesi yakaladı. Dış ticarete bakıldığında da durum aynı diyebiliriz. İthalat ve ihracat rakamları da beklenenin üstünde gerçekleşti” diye konuştu.  

Türkiye pazarının kendiliğinden gelişen pazar olduğunu söyleyen Ündeğer, Türkiye’nin dış ticaretteki hedef pazarları ilgili de görüşlerini açıkladı. ‘Yüzünü Batı’ya çevir’ yargısına zıt bir görüş bildiren Ündeğer, şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’nin Batı’ya ne kadar ihracat yapacağı konuşulur.  Ama doğusundaki 600 milyon zengini de unutmamak gerekir. Hükümetin de Orta Doğu ve civar bölgelerle ilişkileri geliştirme çabaları yoğun bir şekilde devam ediyor ve bu da ticarete yansıyor. Şuan benim yönetimimdeki ülkeler arasında Türk modası esiyor. Türkiye’den mal almak isteyen çok fazla ülke talebi var. Bu, çok güzel bir gelişme. Eskiden yurtdışındaki bazı ülkelerde Türkiye’nin neresi olduğunu zar zor söyleyen insanlar vardı. Şimdi İstanbul bile başlı başına bir marka.”

Alternatif pazarlar; Çin ve Hindistan

Hızlı büyüyen ekonomilerden biri olan Çin konusuna da değinen ve Çin’in de Türkiye için potansiyel pazarlardan biri olabileceğine dikkat çeken Haluk Ündeğer, “Çin üreten bir toplum. Ama bu insanlar makine değil. Ürettikleri şekilde de tüketecekler ve tüketiyorlar da. Çin, bir süre sonra, 300 milyonluk orta tabaka zenginin olduğu bir ülke olacak. Aynı şekilde bu rakam Hindistan’da da karşımıza çıkacak. Dolayısıyla bu pazarlardaki tüketim, yıllardır hedef pazarlar diye baktığımız Avrupa ve Amerika pazarlarını geride bırakacaktır. Bu pazarlara Afrika’yı da eklersek, çok büyük pazarlar var diyebiliriz. Pazarlar tek ve tükenmiş değil” dedi.

UPS’in dünya genelindeki yapılanmaları içerisinde Türkiye’nin yerinin çok önemli olduğunu kaydeden Ündeğer, “Şua, her türlü gündem konusunun içerisinde Türkiye var diyebiliriz” diye konuştu.

“Planlama yerine yatırım yetiştirmeye çalışıyoruz”

            UPS olarak kendi kendine giden, kontrolsüz bir büyümeyi istemediklerini vurgularken, yıllık ve beş yıllık planlar oluşturulduğunu, bu planlar dahilinde belirli senelik hedefler koyulduğunu açıklayan Haluk Ündeğer, yatırımlar ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: “UPS Türkiye’yi uluslararası sermayeye açtığımızdan bu yana iki senesi geçti. Türkiye’nin yatırım ihtiyacı ve personel ihtiyacının baştan planlanması lazım. Ancak Türkiye büyümeye devam ediyor ve bu durumda planlamalara uymuyor. Ne kadarlık yatırım ihtiyacı doğacağı da netleşemiyor. Türkiye kendi kendine çok büyüdüğü için yatırım planı konuşmak yerine işe yatırım planı konuşmaya başladık. Bu bizim için de çok güzel bir durum değil.  Çünkü biz yatırımımızı yapar, ona göre içini, iş ile doldururuz. Türkiye’nin iç ve dış pazarı normal seviyelerin üstünde büyüyor ve yatırımlarda da buna yetişmeye çalışılıyor. Normalde yatırım planlarken, Türkiye’de hızlı büyüme nedeni ile planlama yerine yatırım yetiştirmeye çalışıyoruz.”

            Türkiye’de hali hazırda büyük bir araç filosuna sahip olduklarını ifade eden Ündeğer, araç yatırımlarında özmal araçlar yanında kontratlı araçlarla da çalıştıklarını, depo yatırımında da kiralama gibi yöntemleri izlediklerini belirtti. Ündeğer, hızlı büyümenin bu tür uygulamaları da gerektirdiğini söyledi.

Bürokrasi, lojistik hizmet üreten firmaların önünü kesiyor

Türkiye’ lojistik sektörü ile ilgili görüşlerini de aktaran Ündeğer, özellikle ülkenin kendi içindeki lojistik potansiyelinin çok fazla olduğunu vurguladı. Uluslararası bazda bakıldığında da Türkiye’nin lojistik üs olmasında en büyük engelin bürokrasi olduğunun altını çizen Ündeğer, “Uluslararası arenada lojistik hizmeti veren firmaların bürokratik engelleri aşıldığında, önleri açıldığında dünyanın en iyi lojistik şirketleri olurlar. Bu kadar büyük filolarla hareket edebilen ve bu filoları yönetmeyi bilen şirketler coğrafyamızdaki diğer ülkelerde yok. Ama Türk şirketlerin hangisine bakarsanız bakın son derece bilgili işini iyi yönetebilen şirketler. Son derece ileriler ama maalesef çok yoğun bürokrasi sorunları yaşıyoruz ve bunlarla ilerleyebilmemiz mümkün değil” dedi.