İstanbul Metal İhracatçıları Birliği’ne bağlı olarak kurulan Hizmet İhracatçıları Birliği’nin içerisinde yer alan on alt sektörden biri de lojistik başlığına ayrıldı. Gerek nakliye ve lojistik sektörlerinin temsilcileri gerekse de farklı sektörlerden gelen talepler doğrultusunda bu yapılanmaya gidildiğini anlatan lojistik alt sektörü başkanı Şahap Çak, “Bugüne kadar tüm çabalara rağmen sektörümüzü temsil eden sivil inisiyatifin, Ankara üzerindeki ağırlığı çok fazla olamadı. Çünkü devlet kurumları daha çok odalar, birlikler gibi yarı kamu niteliğindeki kurumları muhatap alıyor. TİM ve ona bağlı olarak kurulan bizim üst yapımız HİB de bütçesi Ticaret Bakanlığı tarafından kontrol edilen, yetkileri bakanlık tarafından tanımlanan yarı kamu niteliğinde bir kurum. Dolayısıyla elimizde yarı kamunun getireceği bir takım destekler ve imkanlar olacağını düşünüyoruz,” şeklinde konuştu.

Hizmet İhracatçıları Birliği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine getirilen Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı’nın da desteği ile lojistik anlamında daha etkin neticeler alacaklarını ümit ettiklerini belirten Çak, öncelikli hedeflerini anlattı. “Dertlerimizi anlatmaya kalksak günler yetmez,” diyen Çak sonuç alabilmek için lojistik sektörünün çok noktasal ve haklı olduklarını düşündükleri sorunları arkalarını doldurarak, sebepleri, sonuçları ve çözümleriyle beraber Yönetim Kurulu’na sunmaya başladıklarını belirtti. Lojistik grubu, 10 Ağustos tarihli ilk yönetim kurulu toplantısında üç başlığa odaklanacak: Türkiye çıkış kapılarda yaşanan sorunlar, transit aktarmalardaki problemler ve lojistik şirketlerinin şoförler ile ilişkilerinin düzenlenmesi. Türkiye’nin lojistik hub olmasına ilişkin beklentilerin kapılardaki ve transit aktarmalarda yaşanan sorunların giderilmemesi durumunda mümkün görünmediğini söyleyen Şahap Çak’ın bu konuya ilişkin yorumları şöyle: “Bir ülke lojistik hub olacak ise transit aktarmada sorun yaşamaması lazım. Amerika’dan bir konteyner, İskenderun’a geldiyse o konteynerin çok kolay bir şekilde Irak’a veya Gürcistan’a gidebilmesi lazım. Böyle bir durumda lojistik hub olunmaz. Bir yandan kapılardaki duruma bakarsak, Kapıkule’nin hali malum. Hafta arası bile arabalar bekliyor. Firmalar artık sıfır stok, ‘just in time’ çalışmak istiyor. Bant durmayacak ama stok da istemiyorlar. Almanya, kapılarında güneyden gelen bütün arabalarda kaçak mal kontrolü yapıyormuş. Bu nedenle Macaristan’dan gelen arabalar da kontrolde gecikince, uluslararası bir otomotiv firması üretim bandı duruyor diye Macaristan’daki fabrikayı kapatıp Polonya’ya taşıdı. Bakın dünya nereye geldi? Biz üç günde bir aktarma yaparak lojistik hub olamayız. Türkiye’nin şansı var ama bu şansı kullanıp kullanmamak bizim elimizde.”