27 Kasım 2024
  • İstanbul10°C
  • Ankara2°C

Soğuk Zincir İle Taşınan Ürünlerin Sayısı Her Geçen Gün Artıyor

SOĞUK ve donuk gıdaların depolanması ve dağıtılması sırasında karşılaşılan zorlukların, ihtiyaçların ve sorunlara yönelik önerilerin ele alındığı "Soğuk Zincir Dağıtımı" etkinliği Taksim Lares Park Hotel’de gerçekleştirildi.

Soğuk Zincir İle Taşınan Ürünlerin Sayısı Her Geçen Gün Artıyor

19 Temmuz 2010 Pazartesi 10:30

SOĞUK ve donuk gıdaların depolanması ve dağıtılması sırasında karşılaşılan zorlukların, ihtiyaçların ve sorunlara yönelik önerilerin ele alındığı "Soğuk Zincir Dağıtımı" etkinliği 5 Nisan 2010 Pazartesi günü Taksim Lares Park Hotel’de gerçekleştirildi. İnsan sağlığı için son derece önemli olan, sıcaklığın değişmesi halinde bozulabilecek veya ticari değerini yitirecek gıdaların üretim aşamasından son kullanıcıya gelene kadarki serüveninde yer alan sektör temsilcilerini bir araya getiren etkinlik LODER tarafından organize edildi.

Kıyıcı: “Donuk ürünlerin daha sağlıklı olduğu tüketiciye anlatılmalı”

Toplantıda ilk konuşmayı “Üreticiler için soğuk zincir” başlıklı sunumuyla Dr. Oetker Lojistik Müdürü Mustafa Kıyıcı yaptı. Soğuk zincirin bugününe gelmeden önce ne gibi değişiklikler yaşandığını, bu değişikliklerin üretici firmalara, tüketicilere ve perakendecilere ne gibi yansımaları olduğuna değinen Kıyıcı şunları söyledi: “1960’lı, 1970’li yıllar tüketici istek ve taleplerinin önemsenmediği yıllardı. 1980’li, 90’lı yıllara gelindiğinde ürün ve hizmet çeşitliliğindeki sınırlamalar yavaş yavaş ortadan kalktı fakat enflasyonun etkisiyle tüketici neyi bulabilirsem onu alırım eğilimine yöneldi. 2000’li yıllardan itibarense tüketici artık her şeyin en iyisini isteyen bir konuma geldi. Her şeyin en iyisini istemek hakkıydı ve sınırlamalar tamamen ortadan kalktı. E-ticaret ile birlikte insanların sanal ortamda alış veriş yapma imkanı bulması değişimi de beraberinde getirdi. Değişimin etkisiyle birlikte sınırlar ortadan kalktı; ürün çeşitliliği, hizmet çeşitliliği arttı. Firmalar arası rekabet arttığı için ürünün istenilen zamanda rafta olması çok önem kazandı ve bunun etkisiyle entegre lojistik kavramları ortaya çıktı. Kadınların da çalışma hayatındaki rolü arttıkça soğuk zincir ve soğuk zincir gıda maddelerinin önemi arttı.”

Bu gelişmelerle ürün ve hizmetlerin pazarlanması, tüketim alışkanlıklarının ve tüm iş süreçlerinin değişimi sonucunun ortaya çıktığını ayrıca perakende mağazalarında da “Ne satın alıyorsan sat” anlayışı yerine “Ne satılıyorsa satın al” anlayışının ortaya çıktığını ifade eden Kıyıcı, “Bu değişimlerin etkisi üretici firmalar açısından da önemli değişikliklere yol açmaktadır. Üretici odaklı sanayileşme modeli yerine tüketici odaklı işletme modelinin benimsenmesine yol açmıştır” dedi.

Donuk grubundaki en önemli problemin tüketicinin donuk ürünlere karşı olan önyargısı olduğunu kaydeden Kıyıcı, “Satış noktalarında yapılan hatalar ve denetimdeki zafiyetler, ürün havuzlarında kapasitenin üstünde ürünün sergilenmesi, hizmet alan ve hizmet veren firmalar arası bilgi akışının yetersiz olması bu konudaki problemlerden bazılarıdır. Ben bu konuda lojistik firmalarını da biraz geç kalmış sayıyorum çünkü lojistik firmaları bu alanda üretici firmaların gerisinde kalmış durumda. Lojistik sektörünün gelişebilmesi için üretici firmaların kendi lojistiklerini yapmaktan vazgeçip bu konuyu lojistik firmalarına outsource etmeleri gerekmektedir. Ayrıca donuk ürünlerin daha sağlıklı, kullanışlı ve taze olduğunu tüketicilere anlatabilmek ve donuk ürünlere karşı var olan önyargının kırılabilmesi için üretici firmalar tarafından çeşitli kampanyalar ve eğitimler düzenlenmelidir” diyerek görüşlerini sundu.


İzmirden: “Türkiye’nin ATP Konvansiyonu’na üye olmasını isterdim”
Türkiye’deki satış, pazarlama ve dağıtım ağı kapsamında bakıldığında ilk 3 şirketten biri olduklarınıbelirten Pınar Grubu Sevkiyat Müdürü Kemal İzmirden, tedarik zinciri konseptindeki en büyük sıkıntının değişkenlik ve belirsizliklerden meydana geldiğinin altını çizerek şirketlerin bu nedenle ciddi anlamda paralar kaybettiklerini vurguladı ve şöyle devam etti: “90’lı yıllardan sonra işletme karlılığında ve stratejilerinde müşteri kavramı ön plana çıkmış durumda. Bugün müşterinin sesi kavramını başarıyla hayatlarına ve tedarik zincirlerine adapte eden şirketler sektörde ciddi anlamda öne çıkıyorlar. Tedarik zincirinde ne kadar katma değer yaratırsanız müşterinizi o oranda mutlu edebiliyorsunuz ve ön plana çıkabiliyorsunuz.”

Soğuk zincirdeki gıda maddelerinin üretiminden tüketimine kadar olan süreçteki zincirde oluşabilecek en ufak ısı ve nem dalgalanmasının ne deneli vahim sonuçlar doğurabileceğine dikkat çeken İzmirden, soğuk zincir kaynaklı meyve-sebze kayıplarına yönelik şu çarpıcı rakamları verdi: “Türkiye’de yılda 35-40 milyon ton yaş sebze-meyve üretimi yapılıyor ve bunun yüzde 30-40’ı (10 milyon ton/yıl), gelişmekte olan ülkelerde yüzde 25-50’si gelişmiş ülkelerde ise sadece yüzde 5-10’u kaybediliyor.”

İzmirden konuşmasının devamında açılımı ‘Bozulabilir Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığı Ve Taşınmalarında Özel Araçların Kullanımı Antlaşması’ olan ve bugün Avrupa’da 41 ülkenin üye olduğu ATP Konvansiyonu’nun önemine değinerek; “Türkiye ne yazık ki bu konvansiyona üye değil. Ben bir gıda üreticisi firmanın sevkiyat müdürü olarak ülkemizin de bu konvansiyona üye olmasını ve kanunlarını bu konvansiyona adapte etmesini isterdim” dedi.

İzmirden sözlerinin sonunda soğuk zincirin halkalarını oluşturan bazı depoların yetersizliğine, taşıma yapan araçların, kasalarının ve soğutucularının hepsinin gerekli şartlara uymadığına, zincir marketlerde donuk ürünlerle ilgili yaşanan depolama ve sergilemedeki olumsuzluklara değindi.

Tokbey: “Tedarik zinciri sürecine pozitif ivme kazandırıyoruz”

Depobuz Genel Müdürü Cem Tokbey “Depolama alanında soğuk zincir” konulu sunumunun başında farklı depolara göre farklı depo yönetimleri ve dizaynlarının bulunduğunu kaydederek şöyle devam etti: “Soğuk zincir içerisinde depo her yerde var. Hatta ben diyorum ki aracın içinde de var çünkü bir konteynerın, frigorifik treylerin doluş biçimini bile soğuk zinciri kırmayacak biçimde yapmak lazım. Tedarik zinciri içerisinde depolar ara kontrol noktalarıdır çünkü depoya ürünü kabul ederken ürünün nereden ve nasıl geldiği, herhangi bir bozulma olup olmadığı, araçta doğru şartlarda taşınıp taşınmadığı gibi konularda kontroller yapıyoruz. Böylece tedarik zinciri sürecine pozitif ivme kazandırıyoruz.”

Tokbey, depolama alanlarında soğuk zincir yönetimine ve soğuk depo alanlarında lojistik kaliteye bakıldığında 5 T olarak adlandırdığı maddeleri “Tesis, teknoloji, takip, tecrübe ve takım” olarak sıralayıp sunumuna şöyle devam etti:  “Bu saydıklarım soğuk depoculukta çok önemlidir. Türkiye’de genellikle bir tekstil fabrikasının, gazoz fabrikasının veya benzeri fabrikaların işleri kötü gittiğinde tesislerini depoya çevirdiğini görüyoruz. Çeşitli tadilatlarla belki belli sektörlere yönelik depolar için bunu yapmak mümkündür ama soğuk ve donuk depoculuk için bunu yapmak bence olmaması gereken bir şeydir.”

“Bugün ben işimi iyi yapamazsam üreticinin işini bozarım, nakliyecinin işini bozarım, perakende mağazasının işini bozarım ve en kötüsü de tüketiciye zarar veririm. Dolayısıyla işimi düzgün yapabilmek için soğuk depoculukla ilgili yapılması gereken tüm şartları yerine getirmeliyim” diyen Tokbey, ideal bir soğuk ve donuk depoculuk için yapılması gereken teknik detayları açıklayarak konuşmasını tamamladı.

Tunaman: “Gelişmiş ülke marketlerindeki taze ürünler donmuş ürünlerin yüzde 10’unu geçmiyor”

İglo Türkiye Başkanı Caner Tunaman ise toplantıda “Tarladan sofraya soğuk zincir" konulu bir sunum yaptı.

Türkiye’nin eskiye göre son 10-12 senedir çok büyük bir değişim içinde olduğunu ve Türkiye’nin artık dünyanın en büyük 17 ekonomisinden bir tanesi haline geldiğini söyleyen Tunaman, “Değişim ve gelişim her alanda olduğu gibi lojistikte de devam ediyor. Eski yıllarda Türkiye’de lojistiğin ‘L’ sinden bile söz edilemezdi. Bizim sebze ve meyvelerimiz 10-15 saatlik yollardan Antalya’dan, Adana’dan geliyor. Bu konuda halledilmemiş taraflar var. Ne oluyor? Sebze toplanıyor, kamyonlara dolduruluyor, ertesi gün yola çıkıyor, bir gün sonra İstanbul’a varıyor, halden çıkıp manava geliyor ve manavdan tüketiciye ulaşıyor ama aradan 5-6 gün geçmiş oluyor. Oysa sebzelerin ömrü en fazla 1 gün. Örneğin bezelyenin ömrü 2,5 saat, bamyanın ise sadece 1 saat. Şimdi tüm bunların karşısında dünyada bir donmuş, soğuk zincir olayı var. Bizim bu konudaki açıklamalarımız gerek devlet tarafından gerekse üretici ve tüccarlar tarafından olumlu yönde karşılandı. Ürünlerin taşımasından sofraya kadar ulaşmasına kadarki süreçte daha özenli ve çabuk olunması konusunda çalışmalar olduğu yönünde duyumlar alıyorum. Bu gelişmeleri soğuk ve donuk zincirin ön habercisi olarak algılamak gerekiyor. Bu problemler sadece Türkiye’de yok Avrupa’da çeşitli ülkelerde de var. Ancak o gelişmiş ülkelerdeki marketlerde taze ürünler donmuş ürünlerin yüzde 10’unu geçmiyor. Çünkü oradaki doktorların orta yaşlardan itibaren taze yemeyin şeklinde uyarılarda bulundukları söylenmekte. Şimdi artık Türkiye’de de yavaş yavaş donmuş ürünlere dönülüyor ancak Türkiye yazın sıcak kışın ise soğuk bir ülke. Bu nedenle yazın sıcak havada, kışın ise soğuk havada taşıma koşullarına harfiyen uyularak klima ve derece kontrollü bir şekilde nakliyenin yapılması gerekiyor” dedi.

Doğrucu: “Sevkiyatlarda ve mağazalarda soğuk zincir kontrolleri önemli”

Kipa Dağıtım Direktörü Osman Doğrucu ise “Zincir marketlerde soğuk zincir” konulu bir sunum gerçekleştirdi.

Dağıtım merkezlerindeki dağıtım oranlarının yüzde 30’unun şarküteri ve etlerden, yüzde 50’sinin sebze ve meyvelerden, yüzde 10’unun ise donuk ürünlerden oluştuğunu ifade eden Doğrucu, Kipa’nın soğuk zincir yönetimi hakkında genel bilgiler verdi.

Doğrucu, sunumun devamında sağlıklı bir soğuk zincir için teknik donanımların uygun olması gerektiğinin altını çizerken; enerji tasarrufunun da soğuk zincirde önemli konu başlıklarından biri olduğunu kaydetti. Doğrucu, son olarak donuk ürünlerin bozulmadan tüketiciye ulaşması için sevkiyatlarda ve mağazalarda soğuk zincir kontrolleri ve denetimlerinin önemini vurguladı.

Sekmen: “Soğuk zincirin üretimden tüketime kadar 7 noktada takibinin yapılması

gerekiyor”

ATP Konvansiyonu’na üye olunmasından yana olduğunu belirten HAVI Logistics Türkiye Genel Müdürü Altan Sekmen, konuşmasında soğuk zincirde ürünün doğru şartlarda teslim alınıp daha sonra doğru şekilde ilk taşımasının yapılması gerektiğine ve depolarda doğru soğuklukta korunmasının önemine değinerek son taşıma yapılırken de uygun derecede, hijyenik şartlar dahilinde son noktaya ulaştırılmasının gerekliliğine dikkat çekti.

Soğuk zincirin üretimden tüketime kadar 7 noktada takibinin yapılması gerektiğini kaydeden Sekmen, “Tarladan elde edilen ürünler ve hayvansal ürünler hasat veya üretim sonucunda bozulma sürecine girerler. Çok eski tarihlerden beri insanlar bu bozulma sürecini engellemek için çeşitli yollar denemişlerdir ancak en iyi yolun soğutarak koruma olduğu görülmektedir. Bu yöntem sayesinde ürünler en taze haline yakın olarak korunabilmektedir” dedi.

Sekmen konuşmasının devamında kendilerinin de dahil olduğu servis sağlayıcıların üzerine düşen görevleri sıraladı ve dikkat edilmesi gereken hususların altını çizdi.


Atlatırlar: “Soğuk zincirin her aşamasının takibi olmazsa olmazlardandır”

“Soğuk zincir; sıcaklığın değişmesi halinde bozulabilecek veya ticari değerini yitirecek ürünlerin; üretim, nakliye, dağıtım ve markette satılmak üzere konulduğu rafta, üretildiği gibi sağlıklı ve mikroorganizmaların gelişmesini engelleyecek biçimde ısı kontrolü ihtiyacını açıklar. Birbirini takip eden üretim, depolama, nakliye, dağıtım ve son müşteriye ulaşıncaya kadar olan süreçlerinin tamamında gözetim adımlarını belirleyerek izlenebilirliği sağlayacak uygun kayıt ve dokümantasyonu anlatır” diyerek toplantıdaki sunumuna başlayan Gıda Lojistik & Tedarik Zinciri Danışmanı Taner Atlatırlar, soğuk zincirin her aşamasının takibinin yasal zorunluluk olmamasına rağmen olmazsa olmazlardan olduğunun altını çizdi.

Yanlış yönetilen depolar, yanlış enerji kullanımı gibi maliyet yükselten kalemlerden dolayı birim maliyetlerin yükseldiğini bu durumun da fiyatlara yansıdığını belirten Atlatırlar; araç, kasa ve soğutucu seçimlerinin de zincir yönetiminde çok önemli olduğunu kaydetti.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA