08 Mayıs 2024
  • İstanbul16°C
  • Ankara12°C

Ne Üretirsen Onu Yersin

Ne Üretirsen Onu Yersin

19 Aralık 2011 Pazartesi 10:57

Haksız rekabetten yakınan hatta bu yakınması 20 yıldır süren bir sektör, katlanılamaz bir fiyat rekabeti yaşıyor. Açıkça herkes birbirinin fiyatını kırıyor, bir-iki operasyonluk işler uğuruna ihracatçıyı finanse ediyor. İhracatçı da fiyat kırma sayesinde kazandığı parayı memlekette bıraksa iyi ama bırakmıyor. O da Avrupalıyı daha ucuza giydiriyor, besliyor. ‘İhracat artsın da ne olursa olsun’ denilerek haksız rekabetin ilk adımı da atılmış oluyor.

Türkiye’de uluslararası taşımacılıkta ilk adımlar devlet tarafından atıldı. Dolayısıyla Türkiye’nin taşımacılık tarihi söz konusu edildiğinde işe hep devlet desteğiyle kurulan Frintaş’dan ve Umumi Mağazalar’dan başlanır. Özellikle 80’lerde yoğunlaşan yatırım teşvikleri söz konusu edilir.  Hem bu adım atılırken hem de daha sonraki yıllarda özel sektör teşvik edilirken yapılmak istenen şey; ihracatın teşvik edilmesiydi. Yapılan, ihraç malının daha ucuz olarak batı pazarlarına ulaşmasını sağlamaktı.  Yüzde 100’lere varan yatırım indirimleri bu nedenle uygulandı. Üstüne bir de otomotiv alanında yaşanan tıkanıklıklar nedeniyle ana üreticilerin yarattığı satış kolaylıkları, finansman olanakları eklendi. Sektörel düzenlemeleri yapmakla görevli otoritelerin piyasa şartlarına müdahale etmeme gerekçesi de işi iyice içinden çıkılmaz hale getirdi. Taşıma kanunu, kanunda yapılan tanımlamalar, bunların belgelere bağlanması, üstüne bir de belgelerden para alınması derken kısmen yol alınsa da sorun her şeye rağmen bugünlere taşındı.

Uluslararası karayolu taşımacılığı temelinde yükselen lojistik endüstrisi; aldığı onca yola rağmen, en temel sorununa çözüm bulamadı. Üstelik bu hastalığı iş ağı içindeki tüm faaliyetlere de bulaştırdı. Doğaldır ki; para kazanma biçimi harcama şeklini de belirliyor. Zor kazanan bir sektör, elbette zor harcayacaktır. Artık işin ölçüsünü kaçıran pazarlıklara muhatap olup da ancak bu şekilde iş alan, tahsilat yapabilen bu sektör, tedarik süreçlerini de böyle tamamlamaya çalışıyor. Planlanmış, günü gelmek üzere olan ödemelerle, vergilerle sıkışan bir işletme bu sıkışıklığını aynen ve elbette en kolayından başlayarak, tedarikçisine yansıtıyor. Kısaca kendisine yapılmasını istemediği halde yaşamak zorunda kaldığı ne varsa onları aynen hayata geçiriyor.

Tabii ki bunların dışında kalabilen, çok zorlansa da piyasanın açıkça yanlış koşullarına direnen, uzun vadeli planlamalarla, doğru yatırım hamleleriyle, iyi finansman yönetimiyle ayrışan firmalar da yok değil.

Sektör, ne üretiyorsa tüm aktörleriyle birlikte onu paylaşır. Sorun üreten sektör, sorun paylaşır. Verimlilik üreten sektör ise verimlilik paylaşır. Yakınmayla geçen yılların ardından artık çözümler üreten, verimliliği hedefleyen projeler hayata geçirilmeli. Uluslararası taşımacılık ve lojistik endüstrisi ancak uluslararası işbirlikleriyle kendi kabuğunu kırabilir. Hele hele bizim gibi doğal kaynaklarını satarak değil de çalışarak, üreterek gelişmek zorunda olan ülkelerin temel zenginlik kaynağı ihracattır. Elbette ihracata yönelik teşvikleri hoş görmek gerekiyor. Elbette pazar kapma uğruna yapılan mücadeleleri, rekabeti, kabul edilebilir sınırlar içinde kaldığı sürece hoş görmek gerekiyor. Ancak esas olan, pazarı büyütmek olmalı. İhracatı sadece malla sınırlamak yerine hizmeti de dışarıya satacak şekilde geliştirmeli. Böylece, daha çok büyümüş bir pastayı paylaşmak mümkün olacak ve  en küçük parça bile tatmin edici büyüklükte olacaktır.

Onca büyük sorunun altında ezilen, haksız rekabeti sadece içeride değil, dışarıda da en ağır şekliyle yaşayan taşımacılık ve lojistik sektörü temsilcilerinin yaşadıklarından elde ettikleri deneyim kitaplara sığmaz. Buna dayanarak, önlerindeki tercihleri ve atılacak adımları saptarlar diye düşünüyorum. Sektörü her şeye rağmen ileriye götüren temel kadroların ince zekası ve keskin öngörüsüyle, sıkıntıları çözecek tercihler yapacaklarına inanıyorum.

İlker ALTUN
ilker@aysberg.com



 
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA