22 Ekim 2024
  • İstanbul11°C
  • Ankara8°C

Mars Lojistik Krize Rağmen Büyüme Hedefini Koruyor

Mars Lojistik Krize Rağmen Büyüme Hedefini Koruyor

25 Şubat 2009 Çarşamba 11:06

YAŞANAN global krizden taşımacılık ve lojistik şirketi farklı dercelerde etkileniyor. Bu krizden trendlerini koruyarak ve istikrarlı büyüme göstererek çıkmayı düşünen Mars Lojistik, 2009 senesinde de büyüme hedefliyor. Mars Lojistik Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü Ali Tulgar, KargoHaber Dergisi için yaptığımız söyleşide lojistik sektörünü ve yaşanan sıkıntıları değerlendirirken Mars Lojistik’in hedeflerini ve yatırım planlarını aktardı.

           

> Sayın Tulgar, taşımacılık ve lojistik sektöründeki konjonktürü değerlendirdiğiniz zaman sektörün ne durumda olduğunu ve bu gelişmelerden Mars Lojistik’in nasıl etkilendiğini anlatabilir misiniz?

- 2001 krizi Türkiye ağırlıklı bir krizdi. Dünyada yansıması çok fazla olmadı. Türkiye içindeki krizi, yurt içindeki alıcılara, ihracatçılara mal satarak çözebiliyordu. Türkiye’de kriz vardı ama krizden bazı şeyleri daha ucuza mal ederek avantajlı çıkan bir sürü ihracatçı olmuştu. Bu defaki krizde yaşanan problem yurt dışının kan ağlaması. Yani yurt dışında alıcınız yok. Bugün Türkiye’nin dış ticaretine baktığınızda yaklaşık yüzde 50’sinin AB ülkelerine yapıldığını görüyoruz. AB ülkeleri krizden en çok etkilenen ülkeler. AB ülkesi insan yapısına baktığınızda İkinci Dünya Savaşı’ndan ciddi dersler almıştır. Anında kendilerini zorunlu olmayan harcamalardan soyutlamışlardır. Kriz geldiği anda alacağı iki tekstil ürünü varsa almıyor ya da eksik alıyor. Bugün bu ülkelere için ileri gitmiş medeni ülkeler diye bahsediyoruz. 50 sene içinde geldikleri noktalara bakıyoruz. Dolaylı olarak en iyi iki ihracat kalemimiz var, birincisi otomotiv, ikincisi tekstil. AB ülkeleri alımlarını yavaşlatıyorlar veya durduruyorlar. Halkın davranış biçimi çok önemli. Türkiye ekonomisi ciddi anlamda bir sıkıntı yaşıyor. Lojistik sektörü her sektörle iç içe çalışan bir sektör. En büyük iki ihracat kaleminiz dalgalandığında, diğer sektörlerde de yavaşlama olur. Ancak otomotiv sektöründe yüzde 40-50’lerden bahsediliyor. Tekstilde de ciddi firmaların battığını görüyoruz. Bunun sonucu itibari ile lojistik de bundan etkilendi. Karayolunda 40 bin üzerinde filoyla Avrupa’nın en büyük filosu Türkiye’de var. Denizyolunda, Uzakdoğu’dan gelen gemilere baktığınızda, onlarda da bir sıkıntı söz konusu. Bazı noktalarda yüzde 90’lara varan oranlarda navlun düşüşleri söz konusu. Belli firmaların bazı gemilerini hareket ettirmediklerini görüyoruz. Çok büyük firmaların denizcilik sektöründe bu işten karlı çıkacaklarını, küçük firmaların gemi sahibi firmaların bundan ciddi anlamda zarar göreceklerini ön görüyoruz. Sonuçta küçük firmalar, navlun düşüşlerinin üstesinden gelemez. Genel olarak sıkıntı var. Büyük firmalar geriye kaldığı takdirde, altı ay gibi bir süre sonra, çok daha yüksek navlunlarla piyasanın belli noktalardan kontrol edecek şekilde, bir takım tekelleşmelerle geriye dönüşü olabilir. Bunları da yaşayabiliriz.

> Hava kargoda durum nasıl?

- Genel olarak hava kargoda büyük bir düşüş yok. Eğer bu krizde, zincirleme reaksiyonlar uzun süre devam ederse azalma ve daralma olacaktır. Ancak şu etapta değil. Türkiye’deki fason üretimler son dakika gecikmeli olarak kalır, ceza da yememek için son dakika havaalanına verilir. 90’lı yıllar bu şekilde geçti.

 

> Baktığımızda Mars Lojistik üçüncü parti bir lojistik şirketi, bir yandan taşınır-taşınmaz yatırımları çok fazla. Geniş TIR filosu, depoları ve insan kaynağı var. Bir forwarder değilsiniz. Bu şartlarda siz Mars Lojistik olarak neler öngörüyorsunuz, size nasıl yansıyacak, ciroları koruyabilecek misiniz?

- Mars Lojistik’in en büyük avantajı bu krize dış borcu olmadan yakalanmış olması. Yatırımlarını tamamlamıştı ve plan aşamasındaydı. Kriz sırasında araç alımına da devam edebiliriz. 2008’de durup çekilmek yerine ilerlemeyi başardık. Hiç duraklama planı yapmadık. Finansal olarak krize kuvvetli girdik. Depo yatırımlarımızda, Tuzla tarafındaki depomuzu 2009 başında hayata geçireceğiz. Filoyu büyütme başarımız hala mevcut. Yol almak istiyoruz. Hava ve deniz kargo şirketimiz olarak Mısır’da kendi ofisimizi açtık. Uzakdoğu’da iki temsili ofisimiz vardı. Yurtiçi yapılanması olarak Adana’da şubemiz hayata geçiyor. Böylece, Ankara, Adana, Bursa İstanbul, İzmir’de lojistik merkezlerimizi kurmuş olduk. Birçok küçük firmanın krizde eleneceğini düşünüyoruz. Bu açıdan net söyleyebilirim ki biz sağlam çıkacağız. Filoda 441 aracımız var ancak artırmayı planlıyor, 80 tane daha eklemeyi düşünüyoruz. Şu anda bu rakam nasıl olacak, 2009’un ilk çeyreğinde karar vereceğiz. Filonun yaş ortalaması 2,5 ve onu hep koruyoruz. Eskiyi çıkarıp yenisini alıyoruz. Krizi aşmanın başka metodu da Kuzey Afrika ülkelerine odaklanmak. Mısır’a taşımalar yapıyoruz. Fas, Tunus, Cezayir’i de düşünüyoruz. Fas’a beş günde karayoluyla giden tarifeli seferimiz var. Kalkış saati belli, beş gün sonra Fas’a teslim. Tunus’a 2009 başı, Cezayir’e de 2009’üçüncü çeyreği gibi düşünebiliriz. Krizin bütün dünyayı etkilediğini kabul ediyoruz ancak bu olaya körü körüne yaklaşmamak, segmentlere ayırmak gerekiyor. Avrupa ciddi anlamda etkilendi ama Rusya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika krizden dolayı çok büyük düşüş yaşamayacak. Hem kendi filomuzun avantajını kullanarak, hem de süreleri ciddi noktalara çekerek pazardan iyi bir pay almayı düşünüyoruz.


> Türkiye ile Tunus, Cezayir, Fas arası ciddi ticari bir trafik var mı?

- Her noktadan büyük bir pazar var mı diye bakmamak gerekiyor. Ama sonuçta karayolu olarak, Kuzey Afrika ülkeleri bakir. İspanya, İtalya ve Fransa üzerinden aktarma ile gidilir. Biz yükleyip direk gidiyoruz ve parsiyel taşıma yapılabiliyor. Haftada tarifeli, bir seferimiz oluyor. Esprisi, kalkış saati belli. Onun haricinde Polonya’ya da gidiyoruz. Bütün ülkelere zaten seferlerimiz var. Lokal merkez noktalardaki kendi partnerlerimizi birlikte hizmeti garanti bir şekilde yapıyoruz.

 

> Yabancı veya bazı lojistik yerli şirketlere ben içeride depolama dağıtım yaparım diyenler, sadece uluslararası depolama, zincir hizmet verenler var. Bir de sizin gibi başlangıçta uluslararası taşımayla girip, yurt dışı ile içeriyi bağlamaya çalışan firmalar var. Bu konuda biraz bilgi verir misiniz?

- Sektörün en büyük problemlerden bir tanesi devamlı düşen navlun fiyatları. Ne yazıkki lojistik sektörü sonsene 6-7 senedir böyle bir navlun rekabeti içerisine girdi. Türkiye genelinde navlunlar artık sizin yaptığınız harcamaları nerdeyse karşılayamayacak, sizin gelişiminize fırsat tanımayacak boyutlara geldi. O zaman firmalarla olan ilişkileri daha bir kuvvetlendirmeniz gerekiyor. Aynı zamanda firmanın birden çok işlemlerini yaparak taşeron değiştirme maliyetini yükselteceksiniz. O yüzden lojistik hizmetleri, firmayla birçok açıdan çalıştığınız vakit ‘kazan kazan’ ilişkisi ile giden bir yol. Sadece taşıma işlerini yaptığınız zaman anlamsız olan bir fiyat rekabeti yüzünden bugün sizinle, yarın başkasıyla çalışıyorlar. Ama bu mantalite ile hareket ederseniz siz de hizmet kalitenizi istediğiniz seviyelere yükseltemezsiniz. Bunun gibi krizlerde, ayakta kalabilmek içinde lojistik hizmetleri entegre bir şekilde sunabilecek bilgiye sahip olmak bizim için önemli. Son beş senedir bayağı atılım yaptık ama 2009’da bunu artıracağız. Yurtiçi lojistik hizmetlerde de, Avrupa ve Amerika’ya baktığınızda 3-5 senelik kontratlar yapıyorlar. Bir yıl içinde ciddi anlamda depo yatırımı demek, 10 senede ancak çıkartabileceksiniz demek.

 

> Yurtiçinde lojistik hizmetler veren firmaların depo otomasyonu ve araç filosu açısından çok komplike bir hizmet verdiklerini görüyoruz. Taşeronlarla anlaşmalar yaparak binlerce aracı doğru zamanda doğru yerde koordine ediyorlar. Bakıldığında bu araçları kullananların her biri bir insan ve şoförlerin eğitim seviyesini biliyoruz. Böyle geniş bir filoyu yönetmek zor olmuyor mu?

- Bazı durumlarda filonuzu siz kontrolünüzde tutacaksınız. Yurtiçi dağıtımlarda, eski kamyonlar da var. Eski ambar mantığı yavaş yavaş kaybolmaya başlayacak. Daha modern filoları görüyoruz. Yurtiçi Kargo, Aras Kargo gibi dağıtım firmaları da oldukça oturmuş durumda. Yurtdışı firmalarla ortaklıklara gidiyorlar. Yazılımlar da gelişti. Son senelerde okullardan mezun bir sürü kişi de lojistik sektöründe çalışmaya başladı. Bizd e yurtdışında aynı mantıkla hareket ediyoruz. Bu sistem Türkiye’de de oturacak. Sürücü arkadaşların eğitimlerine dikkat ediliyor. Yurtdışı dağıtımlarda ağırlıklı filo yatırımını tercih ediyoruz. Yatırımları yaparken fizibilite çalışmaları yapıyoruz. Belli bir doygunluğa ulaştığımızda ana destinasyonlarda kendi araçlarımızı kullanmak daha avantajlı ise o zaman yatırımı rahatlıkla yapıyoruz. Sonuçta her şey resmi ve açıktır. Bunun bir hesabı kitabı var.

> Sektördeki sralamaya baktığımızda firmaların hemen hemen hepsi sizin gibi yerli ve araç yatırımı yapan firmalar. Bu yerli firmaların tercih nedeni. Sizce sebebi nedir?

- Avrupa’da, İspanya’dan Fransa’ya taşıma yapmak çok kolay. Şoför akşa m yolaçıkıyor ve varış noktasına sabah ulaşıyor. Gümrük sorunu yok. Mesafe uzadıkça güvenlik daha da sıklaşıyor. Yabancı firmalar bile sizin kendi filonuzun olmasını tercih ediyorlar. Kendi TIR’ların var mı diye soruyorlar. Kendi filosu olan firmaları tercih ediyorlar. Özellikle otomotivciler stok maliyetlerini sıfıra düşürdükleri için planlamaları ona göre. Gecikmeleriniz üretim bantlarında 200–300 bin gibi zararlara neden oluyor. Filosu olan firmaları daha çok tercih ediyorlar.

 

> UBAK sıralamasında ikinci olmuşsunuz…

- Sefer sayısı kriterinde bir numarayız. Araç sayısı, Euro3, 4, 5’lere ekstra puan verilmiş. Motorun ne kadar yeşil olduğu önemli. Ülke mesafelerine göre belli kat sayılar var. Üçüncü ülkelerden de fazla firma alınmamış zaten. Verimlilik kriteri var bunların içinde. Mars nerelere geldi diye değerlendirirsek, son üç seneye bakıp karşılaştırıyoruz. Bizim sektörümüzde çok net veriler yok. Hangi konumda olduğumuzun değerlendirmesini yapıyoruz. Büyüme açısından baktığımızda en büyük büyümeyi gerçekleştiren firmalardan bir tanesiyiz. Büyüme istikrarını korumuşuz, bu bizi sevindirdi. Firma içinde iyi bir gurur kaynağı oldu.

 

> Mars Lojistik, son yıllarda markaya yatırımlar yaptı. Şu anda Mars Lojistik markasını ne konumda görüyorsunuz? Neyi hedeflemiştiniz, bugün nerelerdesiniz? Bir de ileriye dönük dünya markası olma yolunda neler düşünüyorsunuz?

- 2000 senesinden sonra sektörümüzde eğitime, gelişime destek veren bir firma konumundayız. Bu konuda kongre ve eğitim sempozyumlarına destek verme kararı aldık. Bunun da sebebi, kurumsal sosyal sorumluluk açısından bunu öngörmemizdir. Aslında sektörün gelişmesi için insanların lojistiği anlaması gerekiyor. Bunun da markamıza katkısı oldu. Toplu memnuniyeti müşteri memnuniyet anketleri ile ölçmeye çalışıyoruz. Fakat firmalarla ortak hizmet verdiğimiz için belli bir noktaya geldiğimize inanıyorum. Dünya markası olmak herkesin idealidir. Şu an için belki önümüzdeki beş yıllık plan için değil ama ondan sonraki beş yıllık planda dünya çapında atılımlara da başlarız. Amacımız, önümüzdeki beş yıl içerisinde Türkiye içerisindeki marka değerimizi yükseltmek. Türkiye içinde hakikaten lider konumumuzu daha da sağlamlaştırıp bu konuda yer edinmek istiyoruz. Biz yıllardır sürdürdüğümüz ülkesinde, bölgesinde en kuvvetli firmalarla partnerlik veya acentelik alanında hizmet veriyoruz. Beş yılda bu strateji değişmeyecek. Marka değeri daha da artacaktır. Yurt dışında rekabete soyunduğunuzda ise daha sağlam girmeniz gerekiyor.

 

> Yabancı partner gibi bir projeniz olduğunda 5-10 yıllık planlarınızı daha da öne çekme gibi bir durum olabilir mi?

- Ticaret hayatında kazanmak, gelişmek ve kar etmek için çalışılır. Eğer size firmanızın büyümesi, karlılığı ve avantajı için iyi bir teklif gelirse değerlendirirsiniz. Tabiki zaman zaman bu gibi teklifler geliyor. Hele artık yurtdışı yatırımcılarında lojistik firmalarının Türkiye’ye gelmelerinden sonra bu daha da arttı. Buna kapalı değiliz. Bu şu demek değildir. Bizim kapılarımız kapalıdır. Bu ticaretin doğasına aykırıdır. Yaptığınız ortaklıkta ciddi anlamda firmaya katma değer sağlayacaksa bu her zaman mantıklıdır. Mevcut durumumuzu korumak, bizim için daha avantajlı. Sıkıntıya girmiş firmayı da kriz ortamında tekrar kaldırıp toparlamak oldukça zor.

> Aklınızda halka açılmak var mı?

- Halka açılmaya hazır bir firmayız. Tüm denetlemeler hazır. Halka ncak büyümek için açılmak gerekir. Şu anda o konumda olan bir firmayız ama ciddi bir kaynak girişi olmalı, iyi bir yatırımda değerlendireceksek olmalı.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA