24 Nisan 2024
  • İstanbul23°C
  • Ankara27°C

Lojistik Kazandırır

Ticarette lojistiğin avantajından söz ederken sanki tartışmalı bir durum varmış gibi yaklaşmayı doğru bulmuyorum. Çünkü lojistik, bir avantaj olup olmamaktan öte ticaretin fiilen gerçekleşip gerçekleşememe meselesidir.

Lojistik Kazandırır

07 Ocak 2022 Cuma 11:56

Ticaret varsa orada bir lojistik söz konusudur, lojistik varsa da bir ticaret dönüyordur...  Lojistik ticaretin sürdürülmesi ve gelişiminde etkili bir kaldıraçtır.

Üretildiği yerde tüketilen bir ürünün ticaretinden söz edemeyiz. Tüm ürünler bir lojistik hizmet sonucunda tüketim/kullanım aşamasına gelir. Ancak günümüzde iş, yalnızca üretip satmak değildir. Lojistik süreçleri iyi yöneterek, rekabet gücünü artırmak ve katma değer yaratmak mümkündür. Bunu başaran ülkeler, endüstriler ya da işletmeler rakiplerine fark atmışlardır.

Böyle bir durumda peşinen kabul etmeliyiz ki; lojistik ticaretin vazgeçilmez unsuru, lojistik avantaj ya da dezavantajlar ise ticaretin önünü açan ya da kapayan etkenlerdir. Lojistik olanaklar artarsa ticaret de artacaktır. Tarihi İpekyolu, baharat yolu, Ümit Burnu’nun dolaşılmasıyla erişilen yeni dünyalar, Amerika’nın keşfi hepsi lojistik amaçlı birer ulaşım, erişim, mal, ticaret ve refah girişimidir.

Tarihten bu yana her zaman yollar tutulmaya çalışılmıştır. Değişen ihtiyaçlar ve ihtiyaç giderme alışkanlıkları; evde pişen ekmekten, ‘Hasan efendi bir ekmek kap gel’ demeye, sonra da pencereden sarkıtılan sepetle alt bakkaldan ekmek alarak görülen lojistik ihtiyacı, bugün dijital uygulamalarla verilen siparişle ve ödeme ile kapıya teslim şekline dönüşmüştür. İhtiyaçlar değişmiş, ihtiyaç giderme lojistiği de değişmiştir.

Bugün dünyada lojistik pazarının büyüklüğü 3,4 trilyon dolara ulaştığı hesaplanıyor ki gelişmiş ülkelerde ticarete konu malların değerinin yaklaşık yüzde 8 ile 10 kadarını lojistik oluşturmaktadır. Ülkelerin üretimlerinin gelişmişlik düzeyine göre bu oran yüzde 13-15’lere kadar çıkabilmektedir.

Sanayide gelişmiş ülkelere baktığımızda, sanayinin gereksinimlerini karşılayacak düzeyde gelişmiş lojistik altyapısı olduğunu da görürüz. Yanı sıra lojistik altyapı olanaklarının gelişkin olduğu yerlerde ticaret ve sanayinin de daha hızlı geliştiğini görürüz.

Örneğin Almanya gelişmiş bir sanayi ülkesidir. Dünyanın en çok ihracat yapan ilk üç ülkesi arasında yer almaktadır. Peki böyle bir durumda, lojistik denilince dünyada akla gelen markaların en büyükleri arasında Alman lojistik devlerinin olması tesadüf olabilir mi?

3,3-3,4 trilyon Euro dolayında GSMH üreten Almanya’da lojistik, genel ticaret ve otomotivden sonra 3. İş koludur. Her 6 çalışandan birinin istihdam edildiği lojistikte 250-260 milyar Euro dolayında ciro yaratılmaktadır.

Dünyanın en büyüğü olan ABD ekonomisi, dünya ticaretinin yüzde 80’den fazlasının gerçekleştiği su yolları üzerindeki gücünden beslenmektedir. Okyanuslar, kanallar, su yolları ABD’nin gözetimi altındadır.

Çin ise büyüyen ekonomisinin gereksinimlerini karşılayacak lojistik çözümlere sahip olmak için 1,3 trilyon dolarlık Kuşak ve Yol projesine girişti. Proje için 200 milyar dolar harcandı bile. Bu özünde bir lojistik yatırımıdır. Lojistiğe yatırım yapan kazanır...

Buna karşılık; "Daha İyi Bir Dünyayı Yeniden İnşa Et" adıyla 11-13 Haziran’da İngiltere’de yapılan G7 zirvesinde ABD Başkanı Joe Biden tarafından dünyaya duyurulan proje ile gelişmekte olan ülkelere 2035 yılına kadar 40 trilyon dolar altyapı yatırımı desteği amaçlanıyor.

AB de boş durmuyor.  Yıllar öncesinden gelen Ten T projesi, Trececa koridoru, Wiking projekt gibi girişimler, ticaretlerini lojistik üzerinden koruma ve geliştirme çalışmalarıdır. Avrupa Birliği komisyonu 10 yılda bir White Paper’ı yayınlıyor. Rekabetçi bir taşımacılık sistemi için 40 somut girişim-hedef belirlendi. Çoğunluğu orta ve uzun vadede 2050’ye göre biçimlenmiş. Son olarak açıklanan ve bundan sonrasına damga vuracak olan ilkeler ise Yeşil Mutabakat ile saptanmış bulunuyor.  

Devlerin adını anıp da Rusya’yı es geçmek olmaz. Kerç Boğazı ve Kerç Köprüsü’nü açıp üzerinden kamyon kullanarak geçen Putin, dünyaya askeri olduğu kadar lojistik bir mesaj da veriyordu.

Lojistik olmadan herhangi bir endüstri kolunun, dolayısıyla ülkenin gelişmesi mümkün değildir. Lojistik aynı zamanda başlı başına bir endüstri koludur. Pek çok alanda gelişmeye, yatırım yapmaya, yatırım çekmeye ve katma değer yaratmaya uygun bir faaliyet alanıdır.

Yılı kapatırken not düşmek istedim... Bu arada okurlarımızın yeni yılını kutlar, yeni yılın tüm insanlık için sağlık, barış ve mutluluk getirmesini dilerim.

İlker ALTUN
ilker@aysberg.com

Kargohaber Dergisi (Sayı:276)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA