22 Ekim 2024
  • İstanbul11°C
  • Ankara8°C

Komet Çin Pazarı İle Birlikte Büyümesini Sürdürüyor

UZAKDOĞU pazarı ağırlıklı olarak 20 yıldır forwarding hizmeti sunan Komet, uzman olduğu Çin pazarında Çin ekonomisinin büyümesine paralel olarak gelişimini sürdürüyor.

Komet Çin Pazarı İle Birlikte Büyümesini Sürdürüyor

05 Ocak 2011 Çarşamba 16:51

UZAKDOĞU pazarı ağırlıklı olarak 20 yıldır forwarding hizmeti sunan Komet, uzman olduğu Çin pazarında Çin ekonomisinin büyümesine paralel olarak gelişimini sürdürüyor. İthalatta taşınan yük miktarında 2010 yılında bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 20 artış yakalayan firma, 2011 yılında da bu artışı sürdürecek gibi görünüyor. 

Okuyucularımız için yaptığınız söyleşide “Kriz dönemlerinde de yatırım yapmayı seven bir insanım. Ben krizciyim diyebilirim” diye konuşan Komet Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Vamık Kural ile kriz döneminde de Komet’in büyümesini nasıl sürdürdüğünü, gelecek hedeflerini ve denizcilik sektörünü konuştuk.

           

Sayın Kural, kısaca Komet’ten söz eder misiniz?

- Komet olarak forwarding işinde 20’nci senemizin içindeyiz. Bu işe başladığımızda bu sektörde üç-dört tane şirket vardı. Zaman içinde de sayı giderek artı ve şuanda 350-400 aktif şirket bulunuyor. Biz Komet olarak ithalat ağırlıklı çalışıyoruz. Uzakdoğu pazarında Çin ağırlıklı uzmanlaştık. Gideceğimiz istikameti kendimiz seçmedik aslında, şartlar belirli bir yere bizleri sürükledi diyebiliriz. Çin’in ekonomik anlamda bu kadar çok patlama yapacağını iyi öngördük. 1994-1995 yıllarından sonra krizin ardından hızlı bir büyüme başladı. Biz de ithalat başladığında Çin’de altyapıyı kurmuştuk ve gayet iyi yapılandık. Çin’den ithal mal getiren ilk firmalardan biriyiz ve hala da öyleyiz. Öyle olduğumuz için de Uzakdoğu pazarına daha çok ağırlık verdik daha fazla ağırlık verince daha da Uzakdoğucu olduk.

 

Uzakdoğu pazarı haricinde çalıştığınız yerler var mı?

- Farklı ülkelerde yapılanmamız var. Kimin ne yükü var ise hepsine talip oluyoruz ancak avantajlı olduğumuz yerleri de biliyoruz. Ve ona göre hareket ediyoruz. Çok avantajlı olmadığımız yerlerde sıfırdan bir şey yaratabilmek için çok çaba sarf etmek gerekiyor çünkü. Şuanda dünya çapında 160 civarında acentemiz var. Güney Amerika’da da -özellikle Brezilya ve Arjantin- iyiyiz. Avrupa ile de işlerimiz var.

Bizim uçak kargo bölümümüz de var. Ancak bu işlerimiz çok küçük. Kendi müşterilerimizden böyle bir talep gelirse yine yüzde 90 ithal yük ağırlıklı bu hizmeti de veriyoruz.


Hem sektör hem de kendi firmanız için 2010 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bilindiği gibi 2009 senesi kriz ile anılan bir yıldı. Biz 2009 yılında 24-25 bin TEU’luk ithal yük getirdik. 2010 yılında ise genel anlamda bir toparlanma yaşandı ve biz de 2010 yılından memnunduk. Bir önceki yıla oranla yüzde 20 artış ile aşağı yukarı 30 bin TEU’luk bir ithalat rakamı ile yılı kapatacağımızı tahmin ediyorum.

Ama çok çalıştık. Kriz dönemlerinde de yatırım seven bir insanım. Ben krizciyim diyebilirim. Belirli yıllarda Arjantin’de de yaşadım. Krizden öcü gibi korkmamak lazım. İki tane kriz yaşadık ikisini de çok iyi atlattık. Kriz döneminde de yatırım yapmaya çok önem veriyoruz. Bu son sene de aşağı yukarı benzer şekilde geçti. Satış gurubuna takviye yaparak 8 yeni arkadaş aldık. Genel olarak çok parlak bir yıl olmamış olabilir piyasa için ancak bizim bir avantajımız vardı. 10 konteyner ithal eden müşterimiz 5’e düşürdü ama o 5 konteyneri başka yerden takviye etmek için üç kere daha fazla çalıştık. Dolayısıyla müşteri adetimiz arttı. Çok büyük birkaç müşteri ile yürütmek yerine daha az miktarlarda ithalat yapan çok sayıda müşterimiz oldu. Dolayısıyla volümden bir şey kaybetmedik. Hedeflediğimiz rakamlara da ulaştık.

 

İthal ağırlıklı çalışıyorsunuz ihracat da düşünmüyor musunuz?

- Bu sektör enteresan bir sektör. Oturup da uzun dönemli planlar yapamıyorsunuz. Her sabah dünyayı yeniden kurmanız gerekiyor. Armatör acenteliği gibi bir şey değil bizim yaptığımız. Bizim işimiz çok nankör bir iş. Her gün bir şey yaratmanız lazım, yarattığınız işin başında olmanız lazım. Konteyner içindeki malın herhangi bir şeyi bozulsa onu da bizden sorar müşteri. Çok zor olan bir işi kazıya kazıya yapıyoruz. Bu nedenle de çaptan düşmemek lazım. Bir yerde iyi bir isim yaptıktan sonra hep aynı bölgelerden gelir talep. Piyasada 20 yıldır adımız var. Kendi iyi olduğumuz işleri yapmak bizim için daha avantajlı. Bu nedenle de ihracatı düşünmüyoruz çok fazla. Çünkü yıllardan beri ithalat ve ihracat oranı belli. 7 konteyner giriyor ise 4’ü dolu çıkıyor, üç tanesi boş kalıyor. Her armatör acentesinin bir de satış ekibi vardır. Niye bilmiyorum ama bunu sorgulamak da bizim işimiz değil. Her armatör acentesi de armatörüne şirin gözükmek için yük bulma çabası içinde ve bunda istenen de genelde ihracat yükü. Denge böyle olunca fiyatlar çok farklı oluyor. İthalat ve ihracat arasında 1’e 10 gibi bir fiyat farkı var. 1000 dolara mal giriyorsa Türkiye’ye 100 dolara da çıkıyor. Ayrıca herkes de aynı yükün üzerinde, tahsilat açısından da ihraç yükleri daha problemli oluyor. Armatör acenteleri de bu yüklere çok meraklılar ve fiyatları düşürenler de onlar.

Uzun müddet uğraştığımız ihracatta parsiyel konsolidasyonu vardı. 90’lı yıllarda Haydarpaşa’da bu işi yapıyorduk. Haftada 6-7 konteyner çıkardığımız günleri de biliyorum. O zaman güzel de para kazanılıyordu. Ama olmadı maalesef oraya da eczane yanına eczane sistemi geldi. Bu nedenle vazgeçtik. Bir dengeye geldiği zaman bu iş konuşulabilir. Bu sene 110 milyar dolar ihracat 170 milyar dolar civarında da ithalat bekleniyor. Bu denge yıllardan beri böyle. Uzun süre de bu dengenin dönüşeceğini sanmıyorum. Bu nedenlerle de biz ithalatta devam ediyoruz.

 

Hindistan ve Çin 2011’de en fazla ekonomik büyümenin beklendiği ülkeler olarak görülüyor. Bu sizi nasıl etkileyecek?

- Bu bizim açımızdan olumlu bir gelişme ve biz de pozitif etkilenerek daha çok büyüyeceğiz. Bu yıl Türkiye ile Çin arasında bir anlaşma imzalandı ve 2015 yılına kadar ticaret hacminin 15 milyar dolar olması bekleniyor. Şuanda ithalatta bu 7-7,5 milyar dolar civarında. İhracatta ise 1 milyar doları bile bulamadık. Çin kapalı bir ekonomi, rekabetçi bir piyasa yok. Yeni bir zengin sınıfı oluşuyor Çin’de. Ayrıca farklı şehirler de büyümeye başladı. Şanghay 17-18 milyon nüfuslu Hong Kong’tan daha büyük bir şehir oldu. Biz bu işe başladığımızda Hong Kong’tan başladık, yavaş yavaş diğer şehirlere yayıldık. Her bir yerde ayrı bir sektör ağırlıklı. Çin’e yatırım yapılacak zaman aslında. Çin de ileriye dönük bir 15 yıl daha büyümeye devam eder gibime geliyor. Biz de işimizi iyi yaptığımız alanlarda kalmak istiyoruz. Çin’de refah artıkça ithalat yapması açısından dünyaya da faydası olmaya başlayacaktır.

 

2011 yılı için görüşleriniz neler?

- Biz Komet olarak 2011 yılında 36 bin TEU’luk ithalat taşımalarına ulaşmayı planlıyoruz. Genel anlamda denizcilik sektörüne bakıldığında ise şöyle bir şey söyleyebiliriz: Türkiye denizcilik sektörü krizden etkilenmekle birlikte iyi atlattı  diyebiliriz. Tam gemi inşa sanayini geliştirelim diye konuşmalar varken kriz geldi. Kore’de kriz öncesinde söylenen 2012 yılına kadar tüm tersanelerin ful olduğuydu. Onlar ertelendi ama yavaş yavaş gemiler piyasaya giriyor. Bir de gemiler de büyüyor. 3-5 yıl önce 8 bin 500 TEU’luk gemi büyük geliyordu sonra 10 bin oldu, 14 bin TUE’luk oldu. Bunlar da sıra ile devreye girecekler 2011 yılı içinde.

Bu gemileri ne yaparlar onları bilmiyorum. 2010’da konteyner sıkıntısı da yaşandı. Kriz döneminde konteyner fabrikaları dükkanı kapattılar ve yenileri de açılmadı. Krizden çıkıldı talep oldu ama bu sefer de konteyner bulunamadı. Biz bu süreci 7 ay yaşadık. Bu nedenle navlunlar da yükseldi. 2009 Ocak ayında 150 dolara müşteri bulabiliyordunuz Çin’den ithalat konteyner ama 2010 da 2000 dolar üzerine çıktığı zaman da oldu. Şimdi konteynerciler devreye girdi. Tüm bunlar düşünüldüğünde belki bu gelişmeler 2011 yılı için risk oluşturabilir ancak 2011 yılında da çok ciddi bir kriz olmaz diye düşünüyorum.

Tabi bir de bir sürü de hat kriz döneminde devre dışı kaldı. Bunların da geri gelme ihtimalleri olabilir. Armatörler Türkiye pazarına tek olarak bakmazlar, Karadeniz ile birlikte düşünürler. Karadeniz kriz döneminde çok düştü. Özellikle Ukrayna. O da genel hatların durumunu etkiledi. Şimdi Karadeniz’de de canlanma görülüyor. Tüm bunlar bir araya geldiğinde zamanında Türkiye pazarından çıkmış armatörler geri gelmeyi düşünür mü?

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA