Aslan Uzun “Apollo Management’ın Alım Opreasyonuna Hızlı Adapte Olacağız”

Lojistik kısmını satarak asıl işi olan Network yönetme uzmanlığına odaklanmayı hedefleyen TNT N.V., lojistik kısmının satışı ile ilgili Amerikan private equity şirketi Apollo Management, L.P. ile alım ve satım sözleşmesine imza attı. Geçtiğimiz yılın 6 Aralık tarihinde TNT’nin Focus stratejisinin bir parçası olarak niyet edilen satış süreci, 23 Ağustos 2006 tarihinde imzalanan sözleşme ile sonuca çok yaklaştı. Toplam satış değeri, likit kıymetler hariç ve borçsuz olarak 1.480 milyon Avro olan satışın tamamlanmasından sonra, TNT 1 milyar Avro tutarında bir hisse geri alım programı başlatacak.

Dergimiz KargoHaber için konuyla ilgili olarak görüştüğümüz TNT Lojistik Türkiye Genel Müdürü Aslan Uzun, lojistik sektöründe dünyada konsolidasyonun hız kazandığı görüşünde olduğunu aktardı. Lojistik sektöründe çok fazla firmanın bulunduğunu ve konsolidasyonun gerekli olduğunu vurgulayan uzun, “Sermaye çok büyüdü, dünyada ekonomi büyüdü, Çin devreye girince özellikle hareket eden mal hacmi ve miktarı çok arttı. Bu gelişmeler karşısında  TNT, lojistik işinden ziyade Network işine daha çok odaklanma kararı alarak lojistik kısmını satma kararı aldı.” şeklinde açıklama yaptı. 

Geçtiğimiz yıl 6 Aralık tarihinde bu kararın açıklandığını belirten Uzun, süreçle ilgili de bilgiler verdi. TNT Lojistik’in dünyanın e büyük lojistik firmalarından olduğuna dikkat çekerek birçok firmanın satın alma için başvuru da bulunduğunu ifade eden uzun, başvuruların yapabilirlik ve TNT Lojistik’i büyütüp dünyadaki konumundan daha da ileri götürebilecek bir firma ile partnerlik yapmak isteği ile ilgili konuların dikkate alındığını söyledi. 36 bin çalışanı olan ve yaklaşık 30 ülkeye yayılmış TNT Lojistik’in satın almasıyla ilgili gelen taleplerin belli elemelerden geçtikten sonra son olarak Apollo Management L.P. grubu ile anlaşma yapıldığını kaydeden Uzun, bunun bir niyet olarak açıklandığını, resmi başvurular, rekabet kurulu, AB kurulu gibi birçok anlaşma sürecinin henüz gerçekleştirilmediğini ve bunun için zamana ihtiyaç duyulduğu aktardı.

TNT stratejisini bozmadan büyümeye devam ediyor

6 Aralık 2005 tarihinden 23 Ağustos 2006 tarihine kadar sürecin devam ettiğini açıklayan Uzun, bu süreç zarfında birçok çalışmalar yaptıklarını ve bu çalışmaları yaparken hizmetlerini de aynı anda sürdürdüklerini belirtti. “Müşterilerimiz ve biz, Türkiye’de de dünyada da hiçbir problem yaşamadık. Çünkü biz müşterilerimizle çok iç içeyiz. Herşeyi birlikte paylaştık ve birlikte yaşadık. Servisimizden ve kalitemizden ödün vermedik. O yüzden bu süreçte hatta sadece Türkiye’de değil dünyada da TNT Lojistik oldukça başarılı idi. Türkiye’de çok çok iyiydik tabiî ki.” diyen Uzun, şu an hala TNT Lojistik adı altında faaliyetlerini sürdürdüklerini kaydetti. Apollo Management’ın lojistik faaliyetlerini TNT adı altında sürdürmeyebileceğini de açıklayan Uzun, kesin olmamakla birlikte yakın zamanda yeni bir isim altında lojistik faaliyetlerine devam edebileceklerini söyledi.

Apollo Management’ın TNT Lojistik’e  yatırım yaparak agresif bir büyümeyi hedeflediğini ifade eden Uzun, şu an TNT Lojistik olarak gayet iyi bir çizgide gittiklerini ve stratejiyi bozmadan hızlı ve karlı büyümeyi planladıklarını açıkladı.

TNT Lojistik’in satın alınmasının diğer satın almalardan farklı olduğunu iddia eden Uzun, konuyla ilgili olarak görüşlerini şu şekilde aktardı: “İki farklı satın alma işlemi olabilirdi. Bir tanesi dünyada lojistik işi yapan bir firmanın TNT’yi almasıydı. Biz buna stratejik buyer diyoruz. Diğer bir alternatif de ‘financial buyer’dı. Biz daha ağırlıklı financial buyer tarafından alındık. Bu bize maddiyatın ötesinde farklı avantajlarda getirdi. Şu anki sistemimizi bozmadan işlerimizi daha da geliştirerek faaliyetlerimize devam edebileceğiz. Oysa bu işi yapan birileri ile birleştirdiğiniz zaman herkesten iki tane olacaktı. Yeniden yapılanma ve adaptasyon için zor bir dönemden geçilecekti. Bizim zorlu bir adaptasyon sürecimiz olmayacak. Bu durumu şöyle düşünün: Biz, bir prize takılı bir makine gibiyiz. Takılı olduğumuz prizden çıktık ve başka bir prize takıldık. Bizim durumumuz bu. Daha başka bir makineye dönüşüyor olsaydık o zaman bir çok şey değişecekti. Ben bunu bir avantaj olarak görüyorum.”

Satışın toplam değeri 1.480 milyon Avro

Apollo Management’ın TNT Lojistik’in Türkiye’deki büyümesini beğenerek izlediğini ve daha çok büyüme için tüm imkanları sunacaklarına inandıklarını dile getiren Uzun, Türkiye’nin etrafındaki TNT’nin hali hazırda faal olmadığı yakın ülkelerde de teşkilatlanmayı istediklerini söyledi. Türkiye’nin komşusu olan Yunanistan’ın AB üyesi olduğuna, Romanya’nın AB’ye üye olacağına ve yine Türkiye’nin komşularından Rusya’nın hızlı büyüdüğüne dikkat çeken Uzun, buralara yerleşmek gerektiğine inandığını açıkladı.

Türkiye’de yapacak çok işleri olduğunu fakat paralel bir çalışma ile yakın ülkeleri de hedef alanı içine alacaklarını kaydeden Uzun, “Biz TNT Lojistik Türkiye olarak beş yıllık planlar çerçevesinde hareket ediyoruz. Apollo Management’ın bize söylediği bu planları uygulamaya devam etmemiz yolunda oldu. Daha önce üç ayrı grubun üç ayrı stratejisi vardı. Satın almadan sonra sadece lojistik olarak strateji yaptığımız için kararların da daha hızlı çıkacağını ve böylece daha hızlı büyüyeceğimizi düşünüyorum.” dedi. Uzun, toplam satışın ise 1.480 milyon Avro olarak gerçekleştirildiğini söyledi.

En lokal Avrupalı...

Yaklaşık 1.000 kişilik bir kadro ve yine yaklaşık 70 partnere sahip olan TNT Lojistik Türkiye’nin iki tip müşterisi olduğunu ifade eden Uzun, uluslararası ya da yerli  firmalara sunulan dedike projeler  (lojistik içerisinde yer alan tüm hizmetler) ile özellikle dağıtım alanında ve çok kullanıcılı depolarda KOBİ’ler ile de çalıştıklarını kaydetti.

TNT Lojistik olarak özellikle otomotivde ve lastikte hem dünyada hem Türkiye’de çok iyi bir konumda olduklarını vurgulayan Uzun, Beyaz Eşya ve elektronik ile Petrokimya’nın yanında FMCG denilen hızlı tüketim grubunda güçlü olduklarını ve zincir mağazalara teslimatta da çok başarılı olduklarını iddia etti. Yine kozmetikte güçlü olduklarını vurgulayan Uzun, Türkiye’de planlama ve kasa yönetimi dahil  inbound lojistiğini de bir çok sektörde uygulayan firma olduklarını söyledi. Depolamada da çok büyüdüklerini ve yeni depo yatırımları gerçekleştirdiklerini belirten Uzun, kontrat lojistikte yeni bir ürün olarak ev teslimatı projesi geliştirdiklerini açıkladı. “B2C’ye girdik aslında. Özellikle İstanbul’da başladık bu projeye. Beyaz eşyada ve ev eşyalarında saatlik teslimat yapıyoruz. Geçen yıldan beridir bu işi yapıyoruz ve şu an bu işimiz çok büyüdü. Bu alanda büyük ihtiyaç vardı ve doğru adım attığımızı düşünüyoruz.” diyen Uzun, otomotiv yedek parça lojistiğinde de iddialı olduklarını belirtti. Dağıtım ağlarının son iki senede üç katı büyüdüğünü ve tüm Türkiye’de parsiyel dağıtım yaptıklarını söyledi. 

Türkiye’nin yüzde 96’sına ikinci gün mesai bitimine kadar, tamamına da üç günde ulaştıklarını belirten Uzun, “Bizim Türkiye’de sloganımız ‘En lokal Avrupalı’. Biz  maliyetlerini çok sıkı  kontrol eden rekabetçi bir şirketiz. Sistemli çalışmalarımız, etik kurallarımızı uygulamamız, kalite, çevre ve işçi sağlığı standartlarımız ve yurtdışından aldığımız know-how ile de Avrupalı bir şirketiz. Bu nedenle de kendimizi ‘En lokal Avrupalı’ olarak konumlandırdık.” şeklinde konuştu.

Komşu ülkelerdeki gelişmeler dikkatleri Türkiye’ye çekecek

Bu sene yüzde 35-40 civarında bir büyüme hedeflediklerini açıklayan Uzun, Türkiye ekonomisinde herhangi bir olumsuzluk olmadığı sürece hedeflenen büyümenin üstüne de çıkabileceklerini kaydetti.

Lojistik sektörü açısından Çin pazarının çok büyüdüğünü ve birçok firmanın önce oradan pay almak için uğraş verdiklerini belirten Uzun, Balkanların giderek gelişmekte olması ve aynı şekilde Rusya’nın giderek büyümesi ile dikkatlerin yeniden Türkiye üzerine çekileceğini düşündüğünü ifade etti. Artık dünyada karlılığın çok kolay tutturulamadığını rekabetin çok açık ve acımasız olduğunu kaydeden Uzun, TNT Lojistik olarak ana amaçlarının uzun süreli partnerlikler kurmak ve çalışılan firmalarla birlikte büyümek olduğunu söyledi.

“Çalıştığınız firmalara yapacağınız her yanlış firmayı kaybetmenize sebep oluyor. TNT olarak biz uzun vadeli ilişkiler peşinde koşuyoruz. Biz prodüktiviteye çok önem veriyoruz.” diyen Uzun, yenilik konusuna da çok önem verdiklerini ve bu doğrultuda 40’ı aşkın mühendisle firmalara yeni çözümler bulmaya çalıştıklarını açıkladı.

Fark yaratmak şart

Mazot fiyatlarının oldukça yüksek olduğuna dikkat çeken Uzun, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Olaya A noktasından B noktasına gitmek diye bakmak yanlış. Tüm tedarik zincirini lojistik dilimlere ayırıp hepsine toplu bir şekilde çözüm üretip daha verimli çalıştırabildiğiniz sürece yeni iş alabiliyorsunuz ve işi devam ettirebiliyorsunuz. Fark yaratmazsanız rakiplerinizden bir farkımız kalmıyor. Biz, TNT Lojistik Türkiye olarak her gün kendimize bugün farklı ne yaptık diye soruyoruz. Yurtdışı destekli çok güçlü bir bilişim teknolojileri altyapımız var. Bu konuda ciddi yatırımlar yapıyoruz. Sürekli yatırımlar yaparak kendimizi hem güncel tutuyoruz hem de rekabetin önüne geçmeye çalışıyoruz. Sadece fark yarattığımız zaman bir değer yaratabiliyoruz müşterilerimize.”

Sektörün son beş yılına bakıldığında çok ciddi kazanımlar olduğuna dikkat çeken Uzun, outsourcing yapan firmaların ‘outsourcing’in değerini anladıklarını ve firmaların lojistik birimlerinin de ‘outsourcing’in işi kaybetmek yerine işe değer kattığını anladıklarını kaydetti. Türkiye’nin bu konuda ilerlediğini söyleyen Uzun, önceden lojistik sektöründe eleman olmadığını şimdi ise birçok firma, kurum ve üniversitenin buna yatırım yaptığını söyledi. “Artık gençlerimiz lojistiğin ne demek olduğunu bilerek yetişiyorlar.” diyen Uzun, yeni Karayolları Taşıma Kanunu’nun devreye girmesi ile Türkiye’nin AB ile uyum konusunda ilerlediğini ve sektördeki firmaların da geliştiğinin altını çizdi. Firmaların daha düzgün bir platformda rekabet edebildiklerini vurgulayan Uzun, böylece outsourcing edenlerin de ‘outsourcing’ yapanların da kazandığını ve sektörün ‘win win’ formülü ile çalışmaya başladığını açıkladı. 

Türkiye’de çok gelişmiş bir istatistik hesaplama sistemi olmamakla birlikte uluslararası firmalar da hesaba katıldığında bugünlerde Türkiye’de ‘outsourcing’in 13 milyar dolar civarında olduğunu ve bunun da toplam lojistik harcamalarının yüzde 20’lerine denk geldiğini açıklayan Uzun, “Bir görüş Türkiye’de bu oranın 2015 yılında yüzde 31’lere çıkarak 36 milyar dolarlara ulaşacağı yönünde.” diyerek sözlerini noktaladı.